Manchester Üniversitesi öğretim üyesi olan Colin Imber, bu eserinde Osmanlı İmparatorluğu'nun nasıl ve ne tür bir devlet olduğu sorusuna cevap vermeye çalışıyor. Yazar bunu yaparken, başta genel tarih yönteminin başvurduğu araçları kullanarak Osmanlı devlet düzenini oluşturan kurumları ve onların yapısal özelliklerini bir “kronolojik hikaye” çerçevesinin içinde inceliyor. Colin Imber esas olarak, Osmanlı padişahını iktidarını, bu iktidarı pekiştirmede biçimlendirdiği kurumları ve en başta hanedanı, hanedanın idamesi için önemli bir yöntem olan devşirmeliği; sarayı, merkezi yönetimle mahalli yönetimin yapısal özelliklerini; hukuk, ordu ve donanmayı tahlil ederken; bu kurumların, kuruluştan 17. yüzyılın ortalarına yani imparatorlukta genişlemenin sona erdiği bunalım dönemine kadar olan gelişmelerini ve uğramış oldukları değişimi irdeliyor.
Genel bir tarih yazımında amacın, uzman olmayanın uzmanlık alanına girmesini sağlamak olduğunu ama bir tarih çalışmasını hayata geçiren şeyin ana kaynaklarla birlikte ayrıntıların da “farkına varmak” olduğunu savunan yazar, bu kitabında kendi deyişiyle okuru “ana kaynaklarla dirsek teması içinde tutmaya” çalışmaktadır.
Manchester Üniversitesi öğretim üyesi olan Colin Imber, bu eserinde Osmanlı İmparatorluğu'nun nasıl ve ne tür bir devlet olduğu sorusuna cevap vermeye çalışıyor. Yazar bunu yaparken, başta genel tarih yönteminin başvurduğu araçları kullanarak Osmanlı devlet düzenini oluşturan kurumları ve onların yapısal özelliklerini bir “kronolojik hikaye” çerçevesinin içinde inceliyor. Colin Imber esas olarak, Osmanlı padişahını iktidarını, bu iktidarı pekiştirmede biçimlendirdiği kurumları ve en başta hanedanı, hanedanın idamesi için önemli bir yöntem olan devşirmeliği; sarayı, merkezi yönetimle mahalli yönetimin yapısal özelliklerini; hukuk, ordu ve donanmayı tahlil ederken; bu kurumların, kuruluştan 17. yüzyılın ortalarına yani imparatorlukta genişlemenin sona erdiği bunalım dönemine kadar olan gelişmelerini ve uğramış oldukları değişimi irdeliyor.
Genel bir tarih yazımında amacın, uzman olmayanın uzmanlık alanına girmesini sağlamak olduğunu ama bir tarih çalışmasını hayata geçiren şeyin ana kaynaklarla birlikte ayrıntıların da “farkına varmak” olduğunu savunan yazar, bu kitabında kendi deyişiyle okuru “ana kaynaklarla dirsek teması içinde tutmaya” çalışmaktadır.