Osmanlı İmparatorluğu'nda İngilizler, 17. Yüzyılın ortalarında (1642-1660) konsolos ve tüccarları ile iki ülke arasındaki siyasi ve iktisadi ilişkileri inşa ederken, Osmanlı dünyasının kültürel çeşitliliğinin İstanbul, İzmir, Mora, Halep gibi zengin merkezlerinde bu çeşitliliğe eklemlenen yeni bir unsur halinde iki farklı kültürün karşılaşmasına ait ilginç bir örneği de oluşturmuşlardır.
İngiliz arşivinin zengin malzemesi ile ayrıntılandırılan bu örnek bize yalnız Osmanlı-İngiliz ilişkilerini değil, aynı zamanda Osmanlı toplum ve yönetim sisteminin işleyişini ve batı dünyası ile kültürel farklılıklarının ilgi çekici ve kompleks yapısını da tanıtmaya çalışıyor.
Osmanlı İmparatorluğu'nda İngilizler, 17. Yüzyılın ortalarında (1642-1660) konsolos ve tüccarları ile iki ülke arasındaki siyasi ve iktisadi ilişkileri inşa ederken, Osmanlı dünyasının kültürel çeşitliliğinin İstanbul, İzmir, Mora, Halep gibi zengin merkezlerinde bu çeşitliliğe eklemlenen yeni bir unsur halinde iki farklı kültürün karşılaşmasına ait ilginç bir örneği de oluşturmuşlardır.
İngiliz arşivinin zengin malzemesi ile ayrıntılandırılan bu örnek bize yalnız Osmanlı-İngiliz ilişkilerini değil, aynı zamanda Osmanlı toplum ve yönetim sisteminin işleyişini ve batı dünyası ile kültürel farklılıklarının ilgi çekici ve kompleks yapısını da tanıtmaya çalışıyor.