“Türklerin Brezilya topraklarındaki acı hikâyesi... Şu dünyada başımıza gelenlerin hepsi, Osmanlı Kahvesi gibi tatlı ve yumuşak olmuyor ne yazık ki…”
“Beyni harekete geçmesini emrediyordu ama o kıpırdayamıyordu. Savaşın ortasında kalmış kimsesiz bir çocuk gibi donakalmıştı. Boş gözlerle adamlara baktı. Çok yaklaşmışlardı.”
“Bir piyanist gibi, parmakları Welissa'nın saçlarında akarken ortaya çıkan melodi ikisini de büyülemiş gibiydi. Öylesine mutluydu ki kendisini, uzaklardan göz kırpan yıldızların üzerinde dolaşıyormuş gibi hissediyordu.”
“Türklerin Brezilya topraklarındaki acı hikâyesi... Şu dünyada başımıza gelenlerin hepsi, Osmanlı Kahvesi gibi tatlı ve yumuşak olmuyor ne yazık ki…”
“Beyni harekete geçmesini emrediyordu ama o kıpırdayamıyordu. Savaşın ortasında kalmış kimsesiz bir çocuk gibi donakalmıştı. Boş gözlerle adamlara baktı. Çok yaklaşmışlardı.”
“Bir piyanist gibi, parmakları Welissa'nın saçlarında akarken ortaya çıkan melodi ikisini de büyülemiş gibiydi. Öylesine mutluydu ki kendisini, uzaklardan göz kırpan yıldızların üzerinde dolaşıyormuş gibi hissediyordu.”