19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başları Osmanlı'nın Batı ile yüzleştiği kesişme/kırılma döneminin en belirgin zamanıdır. Bu dönemde arayış süreci ile pekişen ve "batılı" olanın icadı/üretimi üzerine kurulan bir sanat algısı gönenmiştir. Bu süreç içerisine resim, müzik, tiyatro gibi sanatın Batılı format üzerinden inşasına girişilmiştir. Geleneksel biçemin halen yaşadığı, fakat yeni formatın da hayat bulmaya başladığı bu dönemin ortak algısı, Batılı algı/algılayış üzerinden "yeni"yi doğurmak üzere bir yolculuğa çıkmıştır. Nevzat Bayhan
19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başları Osmanlı'nın Batı ile yüzleştiği kesişme/kırılma döneminin en belirgin zamanıdır. Bu dönemde arayış süreci ile pekişen ve "batılı" olanın icadı/üretimi üzerine kurulan bir sanat algısı gönenmiştir. Bu süreç içerisine resim, müzik, tiyatro gibi sanatın Batılı format üzerinden inşasına girişilmiştir. Geleneksel biçemin halen yaşadığı, fakat yeni formatın da hayat bulmaya başladığı bu dönemin ortak algısı, Batılı algı/algılayış üzerinden "yeni"yi doğurmak üzere bir yolculuğa çıkmıştır. Nevzat Bayhan