17. yüzyılda İstanbul'da 40 mürekkep dükkânının varlığından ve 65 kişinin bu işle uğraştığından bahsedilmektedir. Mürekkep dükkânları bu dönemde Beyazıt'ta, Mürekkepçiler kapısı denilen yerde toplanmıştır. Bunlar arasında Mürekkepçi Kadı lakaplı zatın yapmış olduğu mürekkep en meşhurudur. Bu esnaf kırmızı ve siyah mürekkep yapardı. 30 yazılacak hatta göre mürekkep imal edilirdi. Eski mürekkepçiler kendilerinden mürekkep isteyenlere hangi hat çeşidi için istediklerini sorarlardı. Çünkü sülüs için ayrı, talik için ayrı, nesih için ayrı kıvamda mürekkep bulunurdu. Mesela kalemi hokkaya bir batırışta "oklu bir nesih besmelesi" yazılabilirse o mürekkep güzeldir. Batıdan gelen ucuz mürekkepler ile rekabet edemeyen mürekkepçiler zamanla kepenkleri kapatmak zorunda kalmıştır.
İçindekiler
Önsöz
1. Bölüm: Giriş
2. Bölüm: Ehl-i Hıref
3. Bölüm: 18. Yüzyılda Saray Sanatkarları
4. Bölüm: Değerlendirme
Çizelgeler
Kaynakça
(Tanıtım Yazısından)
17. yüzyılda İstanbul'da 40 mürekkep dükkânının varlığından ve 65 kişinin bu işle uğraştığından bahsedilmektedir. Mürekkep dükkânları bu dönemde Beyazıt'ta, Mürekkepçiler kapısı denilen yerde toplanmıştır. Bunlar arasında Mürekkepçi Kadı lakaplı zatın yapmış olduğu mürekkep en meşhurudur. Bu esnaf kırmızı ve siyah mürekkep yapardı. 30 yazılacak hatta göre mürekkep imal edilirdi. Eski mürekkepçiler kendilerinden mürekkep isteyenlere hangi hat çeşidi için istediklerini sorarlardı. Çünkü sülüs için ayrı, talik için ayrı, nesih için ayrı kıvamda mürekkep bulunurdu. Mesela kalemi hokkaya bir batırışta "oklu bir nesih besmelesi" yazılabilirse o mürekkep güzeldir. Batıdan gelen ucuz mürekkepler ile rekabet edemeyen mürekkepçiler zamanla kepenkleri kapatmak zorunda kalmıştır.
İçindekiler
Önsöz
1. Bölüm: Giriş
2. Bölüm: Ehl-i Hıref
3. Bölüm: 18. Yüzyılda Saray Sanatkarları
4. Bölüm: Değerlendirme
Çizelgeler
Kaynakça
(Tanıtım Yazısından)