Osmanlı'da İlm-i Hadis
İslami ilimler tarihini ele alırken ilimlerin günümüze kadar geçirdiği dönemi bir süreklilik içerisinde ele alma lüzumu, alanda çalışan pek çok mütehassısın dikkatini çeken önemli bir noktadır. Şüphe yok ki buradaki süreklilik vurgusu, geriye doğru yapılacak tedkikleri, bu da geçmişi isabetli bakış açılarıyla değerlendirmeyi gerekli kılmaktadır. Osmanlı dönemi ilimler tarihi hakkında farklı bakış açılarıyla derinlemesine araştırmalar yapmaksa bu sürecin ilk ve en önemli basamağını oluşturur.
Bu sürece tâbi tutulan diğer ilimler gibi hadis ilminin konumu da söz konusu araştırmalar neticesinde daha belirgin bir şekilde ortaya çıkacaktır. Şayet ön kabulleri pek çok nokta itibarıyla sorunlu olan duraklama, gerileme ve uyanış gibi nazariyelerden sıyrılıp Osmanlı'nın kendine özgü düşüncesi anlaşılabilirse, bütün ilim dallarında o ilmin oynadığı rol de çok daha sağlıklı bir şekilde kavranabilecektir. Nitekim bu kendine özgülüğün bir yansıması olarak Osmanlı döneminde Hz. Peygamber'e karşı duyulan muhabbetin şiir, edebiyat, sanat, musiki ve mimarideki yansımaları da pekala hadis ilminin konusu olabilecek bir mahiyettedir. Bu görünümüyle Osmanlı döneminde hadis ilmi; hadis şerhleri, manzum kırk hadis tercümeleri, tasavvufi bir seyir izleyen hadis yorumculuğu ve şemâil türü eserlerin tercümeleriyle birlikte Osmanlı kültürünün ayrılmaz bir parçası hâline gelmiştir.
Elinizdeki bu eser, Osmanlı döneminde hadis ilminin mahiyetini farklı açılardan değerlendiren incelemelerden oluşmaktadır. Âlimler, eserleri, hadis icazetleri, şerh-haşiye geleneği, hadis tartışmaları, Sünnî-Şiî etkileşimi gibi çeşitli konuları ele alan metinlerin bu alanda önemli bir boşluğu doldurması ümit edilmekte ve çalışmanın Osmanlı'da ilm-i hadis konusunda yapılacak araştırmalar için örnek teşkil edecek bir çerçeve sunması amaçlanmıştır.
İslami ilimler tarihini ele alırken ilimlerin günümüze kadar geçirdiği dönemi bir süreklilik içerisinde ele alma lüzumu, alanda çalışan pek çok mütehassısın dikkatini çeken önemli bir noktadır. Şüphe yok ki buradaki süreklilik vurgusu, geriye doğru yapılacak tedkikleri, bu da geçmişi isabetli bakış açılarıyla değerlendirmeyi gerekli kılmaktadır. Osmanlı dönemi ilimler tarihi hakkında farklı bakış açılarıyla derinlemesine araştırmalar yapmaksa bu sürecin ilk ve en önemli basamağını oluşturur.
Bu sürece tâbi tutulan diğer ilimler gibi hadis ilminin konumu da söz konusu araştırmalar neticesinde daha belirgin bir şekilde ortaya çıkacaktır. Şayet ön kabulleri pek çok nokta itibarıyla sorunlu olan duraklama, gerileme ve uyanış gibi nazariyelerden sıyrılıp Osmanlı'nın kendine özgü düşüncesi anlaşılabilirse, bütün ilim dallarında o ilmin oynadığı rol de çok daha sağlıklı bir şekilde kavranabilecektir. Nitekim bu kendine özgülüğün bir yansıması olarak Osmanlı döneminde Hz. Peygamber'e karşı duyulan muhabbetin şiir, edebiyat, sanat, musiki ve mimarideki yansımaları da pekala hadis ilminin konusu olabilecek bir mahiyettedir. Bu görünümüyle Osmanlı döneminde hadis ilmi; hadis şerhleri, manzum kırk hadis tercümeleri, tasavvufi bir seyir izleyen hadis yorumculuğu ve şemâil türü eserlerin tercümeleriyle birlikte Osmanlı kültürünün ayrılmaz bir parçası hâline gelmiştir.
Elinizdeki bu eser, Osmanlı döneminde hadis ilminin mahiyetini farklı açılardan değerlendiren incelemelerden oluşmaktadır. Âlimler, eserleri, hadis icazetleri, şerh-haşiye geleneği, hadis tartışmaları, Sünnî-Şiî etkileşimi gibi çeşitli konuları ele alan metinlerin bu alanda önemli bir boşluğu doldurması ümit edilmekte ve çalışmanın Osmanlı'da ilm-i hadis konusunda yapılacak araştırmalar için örnek teşkil edecek bir çerçeve sunması amaçlanmıştır.