Osmanlı kadını, asırlar boyu hakimiyetini üç kıtada sürdüren ve “sınır tanımayan“ bir Devletin en gizemli ve “sınırlı“ unsuruydu.
Saraylısı, şehirlisi, köylüsü, müslimi ve gayrimüslimi ile farklılık arzeden bir yapıya sahip olan Osmanlı kadınını, Osmanlı devlet yapısı içinde değerlendirmek gerekir. Kuşkusuz bu kitapta anlatılanlar değerlendirmeye ışık tutacak hususlardan sadece bir kısmıdır.
Bizanslı gelinleri, esir pazarından alınan cariyeleri ve “Boş ol“ denildiğinde bir kenara atılanlarıyla Osmanlı'da kadının yerini tespit etmek, günümüz kadınının bulunduğu yeri de anlamamıza yardımcı olacaktır. Çünkü Cumhuriyet kadını, haremden parlamentoya, peçeden mayoya uzanan bu sürecin mirasçısıdır.
Osmanlı kadını, asırlar boyu hakimiyetini üç kıtada sürdüren ve “sınır tanımayan“ bir Devletin en gizemli ve “sınırlı“ unsuruydu.
Saraylısı, şehirlisi, köylüsü, müslimi ve gayrimüslimi ile farklılık arzeden bir yapıya sahip olan Osmanlı kadınını, Osmanlı devlet yapısı içinde değerlendirmek gerekir. Kuşkusuz bu kitapta anlatılanlar değerlendirmeye ışık tutacak hususlardan sadece bir kısmıdır.
Bizanslı gelinleri, esir pazarından alınan cariyeleri ve “Boş ol“ denildiğinde bir kenara atılanlarıyla Osmanlı'da kadının yerini tespit etmek, günümüz kadınının bulunduğu yeri de anlamamıza yardımcı olacaktır. Çünkü Cumhuriyet kadını, haremden parlamentoya, peçeden mayoya uzanan bu sürecin mirasçısıdır.