Öteki kimdir? Öteki, "bizden olmayandır." Öteki, "ben, sen ve onun" dışındakidir. Öteki, dışarıda olan, marjinal insandır. Öteki, azınlıkta olandır. Öteki, daima kimliksizleştirilmeye çalışılandır. Sarayların, konakların görkemli odalarında üretilir, onlar için yeni ihanetler.
Öteki, daima ihanete uğrayandır.
Onlar dünyanın ve Türkiye'nin "bizden olmayan", "ötekileridir."
Öte kıyıda yaşayanlardır...
Gökyüzündeki yıldızları hep değişir. Acılar, katliamlar düşer hep onların payına. Süngünler, zorunlu göçler. Bir de egemen kültürün karşısında sessiz kalmak. "Çoğunluk" denilen şey egemen kültürdür. Ve "çoğunluk" azınlığı, yani ötekini hiç sevmez.
Katliamlar hiç de gizliden yürütülmez. Başlarına gelecekler daima önceden bellidir. Her yeni yasa onların yok edilmesinin ortamını hazırlar.
Fırtına öncesi sessizliği yaşarlar ve beklerler çaresiz geliyorum diyen katliamları.
Yolları hep değişir. Acı, hüzün ve geride kalan ölülerinin ağırlığını taşıyarak zayıf omuzlarında, hep bilinmeze yolculuk ederler. Düşerler bir gece vakti yollara. Her ağacın arkası, her yerleşim bölgesi bir tehlikeyi gizler arkasında... Beyaz adam ülkesine geldiğinde Kızılderililer, ona öteki olarak davranmadı ve dostça davrandı. Ancak bir süre sonra, güç dengesi değiştiğinde Kızılderililer öteki oldular. Kendi topraklarında ötekileştirildiler...
Öteki kimdir? Öteki, "bizden olmayandır." Öteki, "ben, sen ve onun" dışındakidir. Öteki, dışarıda olan, marjinal insandır. Öteki, azınlıkta olandır. Öteki, daima kimliksizleştirilmeye çalışılandır. Sarayların, konakların görkemli odalarında üretilir, onlar için yeni ihanetler.
Öteki, daima ihanete uğrayandır.
Onlar dünyanın ve Türkiye'nin "bizden olmayan", "ötekileridir."
Öte kıyıda yaşayanlardır...
Gökyüzündeki yıldızları hep değişir. Acılar, katliamlar düşer hep onların payına. Süngünler, zorunlu göçler. Bir de egemen kültürün karşısında sessiz kalmak. "Çoğunluk" denilen şey egemen kültürdür. Ve "çoğunluk" azınlığı, yani ötekini hiç sevmez.
Katliamlar hiç de gizliden yürütülmez. Başlarına gelecekler daima önceden bellidir. Her yeni yasa onların yok edilmesinin ortamını hazırlar.
Fırtına öncesi sessizliği yaşarlar ve beklerler çaresiz geliyorum diyen katliamları.
Yolları hep değişir. Acı, hüzün ve geride kalan ölülerinin ağırlığını taşıyarak zayıf omuzlarında, hep bilinmeze yolculuk ederler. Düşerler bir gece vakti yollara. Her ağacın arkası, her yerleşim bölgesi bir tehlikeyi gizler arkasında... Beyaz adam ülkesine geldiğinde Kızılderililer, ona öteki olarak davranmadı ve dostça davrandı. Ancak bir süre sonra, güç dengesi değiştiğinde Kızılderililer öteki oldular. Kendi topraklarında ötekileştirildiler...