Bilim ve felsefenin en temel sorunu olan “ÖTEKİ”, özlemini duyduğumuz, ulaşmak istediğimiz üst kimlik arayışımızdır. Bu arayışın neden olduğu “öteki nevrozu” dengelenemediğinde, şizofren bir kimlik açığa çıkıyor. Golatkin'i bir gölge gibi izleyen, hayalet gibi etrafında uçuşan, “ÖTEKİ”, tüm insanlığın günlük toplumsal yaşamında, hasta edici bir fren ya da geliştirici itici bir güçtür.
Yayınevimizin isim babası olan Dostoyevski'nin “ÖTEKİ” romanını okurken, sanatın anlatım gücünün, bilimin ve felsefenin anlatım gücünden çok daha soyutlayıcı, çok daha yaşamla içiçeliğine de tanık olacaksınız.
Bilim ve felsefenin en temel sorunu olan “ÖTEKİ”, özlemini duyduğumuz, ulaşmak istediğimiz üst kimlik arayışımızdır. Bu arayışın neden olduğu “öteki nevrozu” dengelenemediğinde, şizofren bir kimlik açığa çıkıyor. Golatkin'i bir gölge gibi izleyen, hayalet gibi etrafında uçuşan, “ÖTEKİ”, tüm insanlığın günlük toplumsal yaşamında, hasta edici bir fren ya da geliştirici itici bir güçtür.
Yayınevimizin isim babası olan Dostoyevski'nin “ÖTEKİ” romanını okurken, sanatın anlatım gücünün, bilimin ve felsefenin anlatım gücünden çok daha soyutlayıcı, çok daha yaşamla içiçeliğine de tanık olacaksınız.