"Çoban Kerem, köylünün tekinsiz dediği, terk edilmiş, boyası dökülmüş, camları kırılmış, tepede tek başına duran beyaz eve hayrandı.
Yedinci sınıfa geçtiği o yaz bir süredir onarılmakta olan evde kıpırtılar gördü. Merak etti. Sürüsüyle birlikte evin bahçe kapısına dek geldi. Evin yeni sahipleri onu hemen aralarına aldılar. O günden sonra Kerem, Beyaz Evdeki insanların gerçek yaşam öykülerinin yanında kimi: çoban köpeğine kafa tutan kuzu, sahte kahraman dedesinin serüvenleriyle övünen fare yavrusu, jetleri ksıkanan helikopter, özlem gözyaşıyla büyüyen nakışlı örtü, çocukların umutlarını yüklenen bulut ve benzerleri gibi masal kıvamında; kimi ise anı niteliğinde pek çok anlatı dinleyecekti. Onun için Beyaz Ev artık bir Öykü Evi olmuştu."
"Çoban Kerem, köylünün tekinsiz dediği, terk edilmiş, boyası dökülmüş, camları kırılmış, tepede tek başına duran beyaz eve hayrandı.
Yedinci sınıfa geçtiği o yaz bir süredir onarılmakta olan evde kıpırtılar gördü. Merak etti. Sürüsüyle birlikte evin bahçe kapısına dek geldi. Evin yeni sahipleri onu hemen aralarına aldılar. O günden sonra Kerem, Beyaz Evdeki insanların gerçek yaşam öykülerinin yanında kimi: çoban köpeğine kafa tutan kuzu, sahte kahraman dedesinin serüvenleriyle övünen fare yavrusu, jetleri ksıkanan helikopter, özlem gözyaşıyla büyüyen nakışlı örtü, çocukların umutlarını yüklenen bulut ve benzerleri gibi masal kıvamında; kimi ise anı niteliğinde pek çok anlatı dinleyecekti. Onun için Beyaz Ev artık bir Öykü Evi olmuştu."