“Ülkemiz bizim evimizdir, tanığı olduğumuz hayatlar bu evdeki hayatlardır, kültürel veriler bu evdeki verilerdir, miras bu evdeki mirastır. '40'li yıllarda evrensel karakterli bir yerlilik anlayışı, öz kültüre dönüş çabası, kimlik kaygısı kendisini büyük oranda hissettirmiştir. 50'li yıllarda ise, hakoyuyla seçilmiş sivillerin göreceli demokratik idaresinde, halkın öz kültürüne daha çok yönelmesi, yaklaşık kırk yıl sonra öz köklerine dönerek kimliklerini yeniden kazanmaları kısmen gerçekleşmiştir. Gelinen noktada ise, Dede Korkut'la Yeşim Dorman'ın, Binbir Gece Masalları ile Muallakta, Araf'ta ve Düşlerde'nin (Cem Mumcu) arasındaki mesafe teknik, teorik, biçim ve içerik planında kısalmıştır. İslam'ı kültürel bir bağlanmanın adı olarak da alırsak, ideolojik tercihleri ne olursa olsun bu evde yaşayan ve ürün veren her öykücü bu tanımlamanın içindedir. Vüs'at O. Bener'le Mustafa Kutlu'yu, Hüseyin Su ile Ayfer Tunç'u iç içe okuduğumuzda konu ve bağlam farklılıklarının kültürel olmaktan çok, doğal, fitri ve zihni farklılılar olduğunu görürüz. Cemal Şakar'ın öykülerindeki yol-yolculuk imgesininin cennet arayışını simgelediğini bilmemiz, Füruzan'ın Çocuk öyküsündeki Mushaf'ın geleneği, günahsız bir dünya özlemini simgelediğini bilmemize ve söylememize engel değildir.”
Türk Öykücülüğü üstüne önemli tespitler, sorular, cevaplar, tartışmalar Öyküce Konuşmalar'da.....
“Ülkemiz bizim evimizdir, tanığı olduğumuz hayatlar bu evdeki hayatlardır, kültürel veriler bu evdeki verilerdir, miras bu evdeki mirastır. '40'li yıllarda evrensel karakterli bir yerlilik anlayışı, öz kültüre dönüş çabası, kimlik kaygısı kendisini büyük oranda hissettirmiştir. 50'li yıllarda ise, hakoyuyla seçilmiş sivillerin göreceli demokratik idaresinde, halkın öz kültürüne daha çok yönelmesi, yaklaşık kırk yıl sonra öz köklerine dönerek kimliklerini yeniden kazanmaları kısmen gerçekleşmiştir. Gelinen noktada ise, Dede Korkut'la Yeşim Dorman'ın, Binbir Gece Masalları ile Muallakta, Araf'ta ve Düşlerde'nin (Cem Mumcu) arasındaki mesafe teknik, teorik, biçim ve içerik planında kısalmıştır. İslam'ı kültürel bir bağlanmanın adı olarak da alırsak, ideolojik tercihleri ne olursa olsun bu evde yaşayan ve ürün veren her öykücü bu tanımlamanın içindedir. Vüs'at O. Bener'le Mustafa Kutlu'yu, Hüseyin Su ile Ayfer Tunç'u iç içe okuduğumuzda konu ve bağlam farklılıklarının kültürel olmaktan çok, doğal, fitri ve zihni farklılılar olduğunu görürüz. Cemal Şakar'ın öykülerindeki yol-yolculuk imgesininin cennet arayışını simgelediğini bilmemiz, Füruzan'ın Çocuk öyküsündeki Mushaf'ın geleneği, günahsız bir dünya özlemini simgelediğini bilmemize ve söylememize engel değildir.”
Türk Öykücülüğü üstüne önemli tespitler, sorular, cevaplar, tartışmalar Öyküce Konuşmalar'da.....