1849'da –yazın hayatı boyunca geçmişi, kökeni ve imgelemini besleyen bir hatıra olarak soyadında tarihe mal ettiği– Vize'de doğan Yeorgios Viziinos, şiirleri ve özellikle halk diliyle yazdığı öyküleriyle Çağdaş Yunan Edebiyatı'nın kurucu ustalarındandır.
Sağlam kurgularıyla öne çıkan öykülerinde Viziinos, anlatımını polisiyeyi andıran şaşırtmacalar ve okuyucuda merak unsurunu canlı tutan baht dönüşleriyle canlı tutar. Ancak Viziinos'un en büyük özgünlüğü cinsiyet, din ve milliyet gibi hassas konuları ele alışındaki ezber bozucu yaklaşımıdır. Hemen hemen bütün öykülerinde kahramanları, ötekiyi algılama konusunda standart dışı davranışlarda bulunurlar. Elinizdeki kitapta yer verdiğimiz Annemin Günahı (1883) öyküsünde on yıllarca saklı kalan bir aile sırrı ve annelik tartışılırken, Hayatının Biricik Yolculuğu (1884) öyküsünde bu kez kadın-erkek kimlikleri sorgulanır. Anlatıcının dedesi Yeniçeriler devşirmesin diye bütün çocukluğunu kız kimliğiyle yaşamak zorunda kalır. Anne babası dışında herkesin kız bildiği erkek çocuğu aynı nedenle on yaşında evlendirilir. Belki de bu nedenle yeni ailede baskıcı, egemen erkek ile edilgen, boyun eğen kadın rolleri yer değiştirir. Son olarak Moskof Selim'de (1895) kendi halkının kötü davrandığı Selim, savaş esiri olarak yanlarında yaşadığı Rusların kendisine iyi davranması sonucu Ruslara yakınlaşır. Bu öykü ayrıca Balkan Savaşlarının arefesindeki coğrafyaya ve insanlarına şaşırtıcı bir bakış sunmaktadır.
Günümüzde bile bazı insanların davranışlarını önyargılar ve kendine benzemeyene olumsuz yaklaşım yönlendirirken 19. yüzyıldan bir yazarın kendisinden faklı olanlara ve genel kabul gören kuralların dışına çıkanlara anlayış, sevgi ve empatiyle yaklaşması takdir edilmesi gereken bir özelliktir. Sadece bu yönüyle bile Viziinos hala okunmayı hak etmektedir.
1849'da –yazın hayatı boyunca geçmişi, kökeni ve imgelemini besleyen bir hatıra olarak soyadında tarihe mal ettiği– Vize'de doğan Yeorgios Viziinos, şiirleri ve özellikle halk diliyle yazdığı öyküleriyle Çağdaş Yunan Edebiyatı'nın kurucu ustalarındandır.
Sağlam kurgularıyla öne çıkan öykülerinde Viziinos, anlatımını polisiyeyi andıran şaşırtmacalar ve okuyucuda merak unsurunu canlı tutan baht dönüşleriyle canlı tutar. Ancak Viziinos'un en büyük özgünlüğü cinsiyet, din ve milliyet gibi hassas konuları ele alışındaki ezber bozucu yaklaşımıdır. Hemen hemen bütün öykülerinde kahramanları, ötekiyi algılama konusunda standart dışı davranışlarda bulunurlar. Elinizdeki kitapta yer verdiğimiz Annemin Günahı (1883) öyküsünde on yıllarca saklı kalan bir aile sırrı ve annelik tartışılırken, Hayatının Biricik Yolculuğu (1884) öyküsünde bu kez kadın-erkek kimlikleri sorgulanır. Anlatıcının dedesi Yeniçeriler devşirmesin diye bütün çocukluğunu kız kimliğiyle yaşamak zorunda kalır. Anne babası dışında herkesin kız bildiği erkek çocuğu aynı nedenle on yaşında evlendirilir. Belki de bu nedenle yeni ailede baskıcı, egemen erkek ile edilgen, boyun eğen kadın rolleri yer değiştirir. Son olarak Moskof Selim'de (1895) kendi halkının kötü davrandığı Selim, savaş esiri olarak yanlarında yaşadığı Rusların kendisine iyi davranması sonucu Ruslara yakınlaşır. Bu öykü ayrıca Balkan Savaşlarının arefesindeki coğrafyaya ve insanlarına şaşırtıcı bir bakış sunmaktadır.
Günümüzde bile bazı insanların davranışlarını önyargılar ve kendine benzemeyene olumsuz yaklaşım yönlendirirken 19. yüzyıldan bir yazarın kendisinden faklı olanlara ve genel kabul gören kuralların dışına çıkanlara anlayış, sevgi ve empatiyle yaklaşması takdir edilmesi gereken bir özelliktir. Sadece bu yönüyle bile Viziinos hala okunmayı hak etmektedir.