"Mahalle maçlarında az kavga etmedik. Akşamüstü kentin görüntüsünü bozan güzelim evlerimizden ekmek kokusu gelmeye başlardı. Leblebi tozunu ilk onlarla yemiştim. Zenginlere beraber küfrettiğimizi de saklayamam hani. Yani olur da alır okursanız bu kitabı, Ankara'nın o çirkin(!) mahallelerinin yoksul çocuğu yazdı. Her öykünün çirkini, her öykünün figüran, kaldık biz de hayatta. Çabamızın ve emeğimizin görünmez olması, durmadan iftiraya uğramamız, her saatimizin kavgayla geçmesi bundan belki de. Hırpalandık ve hırçın büyüdük haliyle."
"Mahalle maçlarında az kavga etmedik. Akşamüstü kentin görüntüsünü bozan güzelim evlerimizden ekmek kokusu gelmeye başlardı. Leblebi tozunu ilk onlarla yemiştim. Zenginlere beraber küfrettiğimizi de saklayamam hani. Yani olur da alır okursanız bu kitabı, Ankara'nın o çirkin(!) mahallelerinin yoksul çocuğu yazdı. Her öykünün çirkini, her öykünün figüran, kaldık biz de hayatta. Çabamızın ve emeğimizin görünmez olması, durmadan iftiraya uğramamız, her saatimizin kavgayla geçmesi bundan belki de. Hırpalandık ve hırçın büyüdük haliyle."