"Ünlü Edebiyatçı Süleyman Nazif bir gün oğlu ile birlikte İstanbul'da gezintiye çıkarlar. Süleyman Nazif, oğluna dolaştıkları yerler hakkında bilgiler verir. İstanbul Darülfünunu (Üniversitesi) Tıp Fakültesi'nin önüne geldiklerinde, oğlu; 'burasının ne binası olduğunu ve buradan ne çıktığını' sorar. O da bu soruya, sonradan hayli ün kazanmış şu son derece nükteli cevabı verir: Oğlum, burasının adı 'Mekteb-i Tıbbiye-i Şâhâne'dir. Buradan şair, yazar, bestekâr, hânende, sâzende, ressam ve tabiî, ara sıra da hekim çıkar!"
Ünlü şair ve yazarların yaşamış olduğu hadiseleri içeren bu eser de, bunun gibi her biri ince zekâ ürünü birçok yaşanmış olayları bulabileceksiniz. Keyifli okumalar...
"Ünlü Edebiyatçı Süleyman Nazif bir gün oğlu ile birlikte İstanbul'da gezintiye çıkarlar. Süleyman Nazif, oğluna dolaştıkları yerler hakkında bilgiler verir. İstanbul Darülfünunu (Üniversitesi) Tıp Fakültesi'nin önüne geldiklerinde, oğlu; 'burasının ne binası olduğunu ve buradan ne çıktığını' sorar. O da bu soruya, sonradan hayli ün kazanmış şu son derece nükteli cevabı verir: Oğlum, burasının adı 'Mekteb-i Tıbbiye-i Şâhâne'dir. Buradan şair, yazar, bestekâr, hânende, sâzende, ressam ve tabiî, ara sıra da hekim çıkar!"
Ünlü şair ve yazarların yaşamış olduğu hadiseleri içeren bu eser de, bunun gibi her biri ince zekâ ürünü birçok yaşanmış olayları bulabileceksiniz. Keyifli okumalar...