Meşhur hattat Kayışzâde Hâfız Osman Efendi, Burdurludur. Hâfızlığını bitirdikten sonra İstanbul'a gelip ilim tahsil etmiştir. Kazasker Mustafa İzzet Efendi'den sülüs ve celi yazısını öğrenip icâzet almıştır. Hayatını Kur'ân-ı Kerîm yazmaya vakfederek yüz altı Mushaf-ı Şerîf yazmaya muvaffak olmuştur. Yüz yedinci nüshayı yazarken vefat etmiştir (v. 1894). Hâfız Osman, Mushaf-ı Şerîf'i âyet-berkenar diye tabir edilen bir tertip ile yazmıştır. Yani, her sayfayı âyet ile başlatıp yine âyet ile; âyeti bölüp diğer sayfaya geçirmeden, bitirmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemekte hâfızlara kolaylık sağladığı için Mushaf-ı Huffâz da denilmiştir. Günümüzdeki mushaflar bu usul ile yazılmakta ve basılmaktadır.
Fazilet Neşriyat, Kayışzâde Hâfız Osman hattı Mushaf-ı Şerîf'i orijinal nüshasından tıpkıbasım olarak yayına hazırlamış, başta tertip, tezhib, baskı ve cilt olmak üzere her aşamada büyük bir itina göstermiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme Kurulu Başkanlığı'nca incelenip mühürlenmiştir.
Meşhur hattat Kayışzâde Hâfız Osman Efendi, Burdurludur. Hâfızlığını bitirdikten sonra İstanbul'a gelip ilim tahsil etmiştir. Kazasker Mustafa İzzet Efendi'den sülüs ve celi yazısını öğrenip icâzet almıştır. Hayatını Kur'ân-ı Kerîm yazmaya vakfederek yüz altı Mushaf-ı Şerîf yazmaya muvaffak olmuştur. Yüz yedinci nüshayı yazarken vefat etmiştir (v. 1894). Hâfız Osman, Mushaf-ı Şerîf'i âyet-berkenar diye tabir edilen bir tertip ile yazmıştır. Yani, her sayfayı âyet ile başlatıp yine âyet ile; âyeti bölüp diğer sayfaya geçirmeden, bitirmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'i ezberlemekte hâfızlara kolaylık sağladığı için Mushaf-ı Huffâz da denilmiştir. Günümüzdeki mushaflar bu usul ile yazılmakta ve basılmaktadır.
Fazilet Neşriyat, Kayışzâde Hâfız Osman hattı Mushaf-ı Şerîf'i orijinal nüshasından tıpkıbasım olarak yayına hazırlamış, başta tertip, tezhib, baskı ve cilt olmak üzere her aşamada büyük bir itina göstermiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı Mushafları İnceleme Kurulu Başkanlığı'nca incelenip mühürlenmiştir.