Selam! Ben Yunus Arif Emre Çelebi. %80 cerebral palsy hastasıyım ama kendimi hiçbir zaman engelli gibi görmüyorum... Aynanın karşısına her geçtiğimde gözlerimin içine bakarak, "Ben engelli değil, insanım" diyorum. Hayatta dik durmayı böyle başarıyorum. Mücadele etmek zorundayım. Allah benim kaderimi böyle şekillendirmiş. Bu aklım, bu yüreğim, gözlerim, ellerim benim değil ki, Allah'ın bendeki emanetine iyi bakmak zorundayım. Hayatta görevim ve gayem bu. Bazen engelli, sakat, özürlü ve buna benzer en ağır ithamların muhatabı yek ben oldum diye kızmıyorum, karşımdakine... Çünkü kaderin üzerindeki kadere güveniyor, kendimi tanıyorum.
Küçükken hep derdim ki, “Neden ben engelliyim?” ama yaşım ilerledikçe cevaplarını kendimde buldum. Durumum, Allah'ın bana bahşettiği bir ikram imiş; engelli olmak, suç ya da talihsiz bir ceza değilmiş, onu öğrendim. Ben, bu hayatı yaşayarak öğrendim. Babama ve anneme bir kere dahi, “Neden ben engelliyim?” demedim, ki bu sorunun cevabını zaten bildiğim için. Bilakis, bu puzzle'nin bir parçası, belki de en önemli parçası olarak büyük aile fotoğrafını tamamlamaya geldim. Size bir sır vereyim mi, aslında ben bu hayatı isyan ede ede öğrendim. Fakat, isyan etmenin de bir işe yaramadığını yaşayarak öğrendim. Kendimi diğer insanlardan farklı gördüm, kabul. Onlar gibi, hür bir yaşamı paylaşmadığım için içlendim, tamam; ama sonra anladım ki; aynı yerde nefes alıyoruz, aynı hayata eşit bakıyoruz, işte o vakit, aramızda fark olmadığını gördüm.
Sevgi ve saygılarımla!
Selam! Ben Yunus Arif Emre Çelebi. %80 cerebral palsy hastasıyım ama kendimi hiçbir zaman engelli gibi görmüyorum... Aynanın karşısına her geçtiğimde gözlerimin içine bakarak, "Ben engelli değil, insanım" diyorum. Hayatta dik durmayı böyle başarıyorum. Mücadele etmek zorundayım. Allah benim kaderimi böyle şekillendirmiş. Bu aklım, bu yüreğim, gözlerim, ellerim benim değil ki, Allah'ın bendeki emanetine iyi bakmak zorundayım. Hayatta görevim ve gayem bu. Bazen engelli, sakat, özürlü ve buna benzer en ağır ithamların muhatabı yek ben oldum diye kızmıyorum, karşımdakine... Çünkü kaderin üzerindeki kadere güveniyor, kendimi tanıyorum.
Küçükken hep derdim ki, “Neden ben engelliyim?” ama yaşım ilerledikçe cevaplarını kendimde buldum. Durumum, Allah'ın bana bahşettiği bir ikram imiş; engelli olmak, suç ya da talihsiz bir ceza değilmiş, onu öğrendim. Ben, bu hayatı yaşayarak öğrendim. Babama ve anneme bir kere dahi, “Neden ben engelliyim?” demedim, ki bu sorunun cevabını zaten bildiğim için. Bilakis, bu puzzle'nin bir parçası, belki de en önemli parçası olarak büyük aile fotoğrafını tamamlamaya geldim. Size bir sır vereyim mi, aslında ben bu hayatı isyan ede ede öğrendim. Fakat, isyan etmenin de bir işe yaramadığını yaşayarak öğrendim. Kendimi diğer insanlardan farklı gördüm, kabul. Onlar gibi, hür bir yaşamı paylaşmadığım için içlendim, tamam; ama sonra anladım ki; aynı yerde nefes alıyoruz, aynı hayata eşit bakıyoruz, işte o vakit, aramızda fark olmadığını gördüm.
Sevgi ve saygılarımla!