Özgürleşme Makineleri: Deleuze ve Marx

Stok Kodu:
9789756056707
Boyut:
13.50x19.50
Sayfa Sayısı:
192
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014-11
Çeviren:
Aslı İkizoğlu
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
60,00
48,00
9789756056707
659788
Özgürleşme Makineleri: Deleuze ve Marx
Özgürleşme Makineleri: Deleuze ve Marx
48.00

Deleuze'ün politik bir düşünür olduğunu reddetmek için en sık başvurulan strateji, onun Marx'la olan ilişkisinin dışsal bir ilişki olduğunu öne sürmektir. Oysa bu derlemedeki bütün katkılar, bu iki düşünür arasındaki ilişkiyi doğrudan onları oluşturan bir parça, bir eğilim olarak ele alır. Böylece Marx, Deleuze'ün kavramsal makinesine ancak Anti-Ödipus'la dâhil olan bir eklenti olmaktan çıkar; Deleuze'ün üretimin üretimine dayalı yeni materyalizminin soybilimindeki bir düğüm haline gelir. Deleuze ise düşünceyi bir savaş makinesine, kavrama müdahale eden bir çarpışma aygıtına dönüştüren hareketi çoktan başlatmıştır. Bu yüzden onun kapitalizm eleştirisi, doğrudan militan praksisin imgesindeki bir dönüşüme açılır: bilinmeyenin yaratılışı için bilinenin muazzam yıkımı.

Marx ve Deleuze'ün parçalarından özgürleşme makineleri toplamak böyle mümkün olur. Her ikisi için de üretimin olduğu yerde çatışma vardır.

Dhruv Jain:
York Üniversitesi Toplumsal ve Politik Düşünce programında, filozof Alain Badiou'nun düşüncesinde radikal demokrasi ve örgütlenme problemleri üzerine doktora çalışmasına devam etmektedir. Fransız kıta felsefesinde demokrasi, örgütlenme ve toplumsal değişim problemleri üzerine makaleler ve kitap bölümleri kaleme almıştır. Kuzey Amerika, Çin ve Güney Asya'daki işçi ve köylü hareketleri tarihi, çağdaş Marksizmde politik öznellik teorileri ve savaş sonrası Kıta Felsefesi, başlıca ilgi alanları arasında yer alır.

Deleuze'ün politik bir düşünür olduğunu reddetmek için en sık başvurulan strateji, onun Marx'la olan ilişkisinin dışsal bir ilişki olduğunu öne sürmektir. Oysa bu derlemedeki bütün katkılar, bu iki düşünür arasındaki ilişkiyi doğrudan onları oluşturan bir parça, bir eğilim olarak ele alır. Böylece Marx, Deleuze'ün kavramsal makinesine ancak Anti-Ödipus'la dâhil olan bir eklenti olmaktan çıkar; Deleuze'ün üretimin üretimine dayalı yeni materyalizminin soybilimindeki bir düğüm haline gelir. Deleuze ise düşünceyi bir savaş makinesine, kavrama müdahale eden bir çarpışma aygıtına dönüştüren hareketi çoktan başlatmıştır. Bu yüzden onun kapitalizm eleştirisi, doğrudan militan praksisin imgesindeki bir dönüşüme açılır: bilinmeyenin yaratılışı için bilinenin muazzam yıkımı.

Marx ve Deleuze'ün parçalarından özgürleşme makineleri toplamak böyle mümkün olur. Her ikisi için de üretimin olduğu yerde çatışma vardır.

Dhruv Jain:
York Üniversitesi Toplumsal ve Politik Düşünce programında, filozof Alain Badiou'nun düşüncesinde radikal demokrasi ve örgütlenme problemleri üzerine doktora çalışmasına devam etmektedir. Fransız kıta felsefesinde demokrasi, örgütlenme ve toplumsal değişim problemleri üzerine makaleler ve kitap bölümleri kaleme almıştır. Kuzey Amerika, Çin ve Güney Asya'daki işçi ve köylü hareketleri tarihi, çağdaş Marksizmde politik öznellik teorileri ve savaş sonrası Kıta Felsefesi, başlıca ilgi alanları arasında yer alır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat