“Bilmemek güzel şey, bazen…”
Her şey gibi, Dünyadan geçişimiz de küçük küçük anlara bölünmüş işte...
Minicik kum tanelerine… Bir yerden bir başka yere akan kum tanelerine.
Her an birbirine eşit, ama hepsi birbirinden farklı.
Bu yüzden hayat katlanılamayacak kadar uzun, fark edilmeyecek kadar kısa.
Hayata sadece bir pamuk ipliği ile bağlanmış bir müzik âşığı…
Hayata bir ceviz ağacı gibi kök salmaya çalışan bir doğa âşığı…
Korumak uğruna etrafına sardığı pamukların, sevdikleri için bir kafese dönüştüğünü fark etmeyen iyi niyetli insanlar…
Bir gün ikisinin de gönül şehirlerine bir yabancı gelir…
Ve pamuk kafesin dışında, birbirlerine doğru bir yolculuğa çıkarlar...
Sevmek, sevilmek, müzik, ceviz ağacı, aşk ve organ bağışı hakkında bir hikâye başlar...
“Bilmemek güzel şey, bazen…”
Her şey gibi, Dünyadan geçişimiz de küçük küçük anlara bölünmüş işte...
Minicik kum tanelerine… Bir yerden bir başka yere akan kum tanelerine.
Her an birbirine eşit, ama hepsi birbirinden farklı.
Bu yüzden hayat katlanılamayacak kadar uzun, fark edilmeyecek kadar kısa.
Hayata sadece bir pamuk ipliği ile bağlanmış bir müzik âşığı…
Hayata bir ceviz ağacı gibi kök salmaya çalışan bir doğa âşığı…
Korumak uğruna etrafına sardığı pamukların, sevdikleri için bir kafese dönüştüğünü fark etmeyen iyi niyetli insanlar…
Bir gün ikisinin de gönül şehirlerine bir yabancı gelir…
Ve pamuk kafesin dışında, birbirlerine doğru bir yolculuğa çıkarlar...
Sevmek, sevilmek, müzik, ceviz ağacı, aşk ve organ bağışı hakkında bir hikâye başlar...