“Ertuğrul ara sokaktan ansızın çıkıp kalabalığı yararak meydanın ortasına doğru yürüdü ve Agitʼin hemen yanında durdu. Köpekler kalabalıktan ürkerek sürgünlere sokuldu. Bir çocuk elinde bir ekmekle iki köpeğin arasına usulca daldı, bir kadın beyaz tülbentini Agitʼin boynuna doladı. Başka bir kadın gelip Ertuğrulʼun yüzünü elindeki bezle sildi.
Deli Durmuş türküsüne devam etti.
Bir diyarın önce kadınlarına, sonra köpeklerine bakmalı, sonra da sürgünlerine…
Eğer mutlu ve huzurlu değilse bunlar, unutun sevgiyi, barışı, huzuru…”
“Ertuğrul ara sokaktan ansızın çıkıp kalabalığı yararak meydanın ortasına doğru yürüdü ve Agitʼin hemen yanında durdu. Köpekler kalabalıktan ürkerek sürgünlere sokuldu. Bir çocuk elinde bir ekmekle iki köpeğin arasına usulca daldı, bir kadın beyaz tülbentini Agitʼin boynuna doladı. Başka bir kadın gelip Ertuğrulʼun yüzünü elindeki bezle sildi.
Deli Durmuş türküsüne devam etti.
Bir diyarın önce kadınlarına, sonra köpeklerine bakmalı, sonra da sürgünlerine…
Eğer mutlu ve huzurlu değilse bunlar, unutun sevgiyi, barışı, huzuru…”