Bu kitabıma çok uzun yıllardır; yazarak değil bilgi toplayarak, köklerimi ve köklerimin geçmişte yaşadıklarını merak ederek hazırlanıyordum. Herkes köklerini merak eder ama bazıları bunu ifade etmekten çekinir ya da köklerinden utandığı için her şeyi, her zaman, her yerde söylemek istemez. Rahmetli anneannem beni nedense hiç sevmezdi. Her fırsatı değerlendirip ustaca kurduğu cümlelerini, daha önce hiç duymadığım laflarını kulağıma, beynime işlerdi.
Birincisi, babama kızdığı zaman; “Arap torunu” derdi bana… Diğerini de yazmaya gerçekten elim varmadı. Babaanneme kızınca, çok daha başka şeyler de söylerdi. Ben de bu konuları araştıran ve kökenine meraklı olan babamın kardeşi, Tevfik amcama sorardım bazı şeyleri...
İlkokul zamanlarımda Tevfik amcama sorarken, aradan geçen yıllarda da yine bir şeyleri doğru öğrenme arzusuyla; tanıyıp bildiğim herkese, dosta düşmana kadar sorar oldum. Bazı konuları ses kayıtlarıyla, bazılarını alınmış küçük anekdotlarla yıllarca biriktirdim... İşte bu kitap böylece çıktı ve diğerleri de kısmetse birer birer çıkacak.
Benim için en önemli kaynaklardan biri babaannem... Babaannem köydeki yaşantıyı, insanların geçmişte yaşadıklarını ve gelecekle ilgili birikimlerini, öngörülerini aktardıkça; ona karşı duyduğum hayranlığım bin kat daha artıyordu. Okuması yazması olmadan, sadece kulaktan duyduğu bilgileri bu kadar güzel ve özel aktarabilmesi nasıl muazzam bir güçtü... Şimdilerde biraz olsun anlıyorum; bizler, yani okuyup yazanlar, her şeyi kaleme kâğıda dökmeye bayılıyoruz. Sanki zihnimiz daha az yoruluyor böylece ya da daha az yormak istiyoruz kendimizi âdeta…
Bu kitabıma çok uzun yıllardır; yazarak değil bilgi toplayarak, köklerimi ve köklerimin geçmişte yaşadıklarını merak ederek hazırlanıyordum. Herkes köklerini merak eder ama bazıları bunu ifade etmekten çekinir ya da köklerinden utandığı için her şeyi, her zaman, her yerde söylemek istemez. Rahmetli anneannem beni nedense hiç sevmezdi. Her fırsatı değerlendirip ustaca kurduğu cümlelerini, daha önce hiç duymadığım laflarını kulağıma, beynime işlerdi.
Birincisi, babama kızdığı zaman; “Arap torunu” derdi bana… Diğerini de yazmaya gerçekten elim varmadı. Babaanneme kızınca, çok daha başka şeyler de söylerdi. Ben de bu konuları araştıran ve kökenine meraklı olan babamın kardeşi, Tevfik amcama sorardım bazı şeyleri...
İlkokul zamanlarımda Tevfik amcama sorarken, aradan geçen yıllarda da yine bir şeyleri doğru öğrenme arzusuyla; tanıyıp bildiğim herkese, dosta düşmana kadar sorar oldum. Bazı konuları ses kayıtlarıyla, bazılarını alınmış küçük anekdotlarla yıllarca biriktirdim... İşte bu kitap böylece çıktı ve diğerleri de kısmetse birer birer çıkacak.
Benim için en önemli kaynaklardan biri babaannem... Babaannem köydeki yaşantıyı, insanların geçmişte yaşadıklarını ve gelecekle ilgili birikimlerini, öngörülerini aktardıkça; ona karşı duyduğum hayranlığım bin kat daha artıyordu. Okuması yazması olmadan, sadece kulaktan duyduğu bilgileri bu kadar güzel ve özel aktarabilmesi nasıl muazzam bir güçtü... Şimdilerde biraz olsun anlıyorum; bizler, yani okuyup yazanlar, her şeyi kaleme kâğıda dökmeye bayılıyoruz. Sanki zihnimiz daha az yoruluyor böylece ya da daha az yormak istiyoruz kendimizi âdeta…