Pero'nun Oğlu Cesaretin Bedeli

Stok Kodu:
9786058425187
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
256
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2018-01
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20 indirimli
29,63
23,70
9786058425187
611371
Pero'nun Oğlu
Pero'nun Oğlu Cesaretin Bedeli
23.70

Cesur yaşamayı ve cesareti ilke edinmiş bir gelenekten geliyorlardı...

Üç kazazedeyi kaza mahalinden uzaklaştırdı adam. İnsani davranışı kazazedeleri duygulandırmıştı. Yol alırlarken hepsinin büyüğü olan kişi, “Bu iyiliğini asla unutmayacağız.“ dedi. “İnsanı görevimi yaptım sadece.“ diye yanıt verdiği kişi, onun için yakalama emri veren Kars emniyet müdürü Gaffar Okan'dan başkası değildi. Ama ne adam onun Gaffar Okan olduğunu ne de Gaffar Okan karşısındaki kişinin aradığı adam olduğunu biliyordu...

Gaffar Okan Diyalogların mantıksal gücüne inandığı için karşısına almıştı uzun zamandan beri aradığı adamı. Hayatını kurtaran adama sorular soruyor, hüzünlü gözlerine bakıyordu ama karşındaki adamın duruşu ile itham edilenin uyuşmadığını anladığı bir sırada aniden, “Seni bir yerden tanıyorum” dedi. “Olabilir.” demekle yetindi adam. Müdür, ısrarla, “Seni tanıyorum, konuşmuşluğumuz var. Bir yerde bir araya geldik.“ dediğinde adam yorgun gözlerini yıpranmış ayakkabılarının uçlarına dikmişti. Onları izleyen memurlar birazdan hayatlarının şokunu yaşayacaklarından habersizlerdi. Gaffar Okan, karışık bir sakalın sakladığı bu hüzünlü yüzü tanıdığından çok emindi. Adam gözlerini kaçırdıkça o da aynı gözlerde iz sürmeye devam etti. “Yoksa sen o musun?“ diye sordu. Adam müdürün kış ortasındaki kazayı hatırladığını düşünerek, “Ben o değilim.“ dedi ama aslında müdürün kendisini tanıdığını anlamıştı. Birazdan başını kaldırıp, “Evet o benim.” dediğinde makam odasını buz kesti. İçeridekiler ne olduğunu anlayamadan ayağa kalkan Gaffar Okan hayatının en zor anlarından birini yaşadı. Sorguladığı adam hayatını kurtaran adamdı. Gaffar Okan yerleşim bölgelerinden uzak bir yerde kaza yapan araçtan kendisini, eşi ve korumasını kurtarıp arabalarını devrildiği yerden çıkaran ve kendilerini battaniyeye sarıp Akçay karakoluna bırakıp giden adamın karşında tuhaflaştı. Felaket kış kazasında kendilerini kurtaranın bu karşısındaki adamın olduğunu diğer yardımcılarına söylediğinde makam odası sorgu odası olmaktan çıkıp kadim dostlar dergahına dönüşmüştü. İki heybetli adamın sohbeti biraz daha sürdü...

Cesur yaşamayı ve cesareti ilke edinmiş bir gelenekten geliyorlardı...

Üç kazazedeyi kaza mahalinden uzaklaştırdı adam. İnsani davranışı kazazedeleri duygulandırmıştı. Yol alırlarken hepsinin büyüğü olan kişi, “Bu iyiliğini asla unutmayacağız.“ dedi. “İnsanı görevimi yaptım sadece.“ diye yanıt verdiği kişi, onun için yakalama emri veren Kars emniyet müdürü Gaffar Okan'dan başkası değildi. Ama ne adam onun Gaffar Okan olduğunu ne de Gaffar Okan karşısındaki kişinin aradığı adam olduğunu biliyordu...

Gaffar Okan Diyalogların mantıksal gücüne inandığı için karşısına almıştı uzun zamandan beri aradığı adamı. Hayatını kurtaran adama sorular soruyor, hüzünlü gözlerine bakıyordu ama karşındaki adamın duruşu ile itham edilenin uyuşmadığını anladığı bir sırada aniden, “Seni bir yerden tanıyorum” dedi. “Olabilir.” demekle yetindi adam. Müdür, ısrarla, “Seni tanıyorum, konuşmuşluğumuz var. Bir yerde bir araya geldik.“ dediğinde adam yorgun gözlerini yıpranmış ayakkabılarının uçlarına dikmişti. Onları izleyen memurlar birazdan hayatlarının şokunu yaşayacaklarından habersizlerdi. Gaffar Okan, karışık bir sakalın sakladığı bu hüzünlü yüzü tanıdığından çok emindi. Adam gözlerini kaçırdıkça o da aynı gözlerde iz sürmeye devam etti. “Yoksa sen o musun?“ diye sordu. Adam müdürün kış ortasındaki kazayı hatırladığını düşünerek, “Ben o değilim.“ dedi ama aslında müdürün kendisini tanıdığını anlamıştı. Birazdan başını kaldırıp, “Evet o benim.” dediğinde makam odasını buz kesti. İçeridekiler ne olduğunu anlayamadan ayağa kalkan Gaffar Okan hayatının en zor anlarından birini yaşadı. Sorguladığı adam hayatını kurtaran adamdı. Gaffar Okan yerleşim bölgelerinden uzak bir yerde kaza yapan araçtan kendisini, eşi ve korumasını kurtarıp arabalarını devrildiği yerden çıkaran ve kendilerini battaniyeye sarıp Akçay karakoluna bırakıp giden adamın karşında tuhaflaştı. Felaket kış kazasında kendilerini kurtaranın bu karşısındaki adamın olduğunu diğer yardımcılarına söylediğinde makam odası sorgu odası olmaktan çıkıp kadim dostlar dergahına dönüşmüştü. İki heybetli adamın sohbeti biraz daha sürdü...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat