Asr-ı Saadet döneminde yaşayan insanların çoğu,hatta Kuranı Kerimin ilk muhatapları bile Kuranı iyice anlamak ve amel etmek için Peygamberimizin(S.A.V.)tefsirine ihtiyaç duyuyorlardı.Hz Peygamber de (S.A.V.) bu durum karşısında açıklama yapmak zorunda kalıyordu. Bu açıklama bizzat kendisi tarafından ya da bir başkası tarafından yapılabiliyordu.
Açıklamalar genellikle fiili durumlar ve hüküm bildiren ayetler indiği zaman oluyordu. Sahabe-i Kiram da konuyu anlayıncaya kadar sorar, Peygamber de (S.A.V.) usanmadan konu hakkında bilgi verir,anlaşılmayacak durum bırakmazdı.
Hz Peygamber (S.A.V.) Kuranı Kerim ayetlerinin birçoğunun tefsirini yaptığını ancak tamamını yapmadığını güvenilir kaynaklardan biliyoruz.
Bu tefsirler sonraki dönemlerde de tefsir ulemasına kaynak oluşturmuş ve günümüze kadar gelmiştir.
Her yönüyle ilmi ve akademik değeri çok yüksek olan bu eserimizi günümüzün ilahiyat çevreleri,Medrese elemanları,yüksek eğitim merkezleri ve ilgilenen herkes tarafından kaynak bir eser olduğu bilinmektedir.
Asr-ı Saadet döneminde yaşayan insanların çoğu,hatta Kuranı Kerimin ilk muhatapları bile Kuranı iyice anlamak ve amel etmek için Peygamberimizin(S.A.V.)tefsirine ihtiyaç duyuyorlardı.Hz Peygamber de (S.A.V.) bu durum karşısında açıklama yapmak zorunda kalıyordu. Bu açıklama bizzat kendisi tarafından ya da bir başkası tarafından yapılabiliyordu.
Açıklamalar genellikle fiili durumlar ve hüküm bildiren ayetler indiği zaman oluyordu. Sahabe-i Kiram da konuyu anlayıncaya kadar sorar, Peygamber de (S.A.V.) usanmadan konu hakkında bilgi verir,anlaşılmayacak durum bırakmazdı.
Hz Peygamber (S.A.V.) Kuranı Kerim ayetlerinin birçoğunun tefsirini yaptığını ancak tamamını yapmadığını güvenilir kaynaklardan biliyoruz.
Bu tefsirler sonraki dönemlerde de tefsir ulemasına kaynak oluşturmuş ve günümüze kadar gelmiştir.
Her yönüyle ilmi ve akademik değeri çok yüksek olan bu eserimizi günümüzün ilahiyat çevreleri,Medrese elemanları,yüksek eğitim merkezleri ve ilgilenen herkes tarafından kaynak bir eser olduğu bilinmektedir.