Hukuk ve Ekonomi; insan kalabalıklarını modern bir topluma dönüştürmenin iki temel faktörü olarak görülmelidir. Aksi takdirde “sosyal” ya da “toplumsal” gelişmeler anlamını kaybetmeye mahkumdurlar. Bir toplumu oluşturan değerler ne olursa olsun, bu değerleri bir arada tutan hukuk ve ekonomidir. Bu iki unsur bir arada, yan yana, omuz omuza değilse, bir ülke açısından tartışılacak bir kavram kalmamış demektir.
Asla birbirinden ayrılması mümkün olmayan, ayrıldığında ise felaketler açısından tarihin tekerrürünü gerçekleştiren bu iki kavramı, “sosyal bilimler” in pek çok boyutunda bir arada görmek mümkündür. Toplumların gelişim sürecine yön veren ekonomik sistemlerin oluşumunda ve işleyişinde de bu iki unsur bir aradadır. Serbest piyasa ekonomisinin varlığını devam ettirmesinde özel ekonominin işleyiş mantığında var olmayan bir dizi kuralın ortaya konması hukuk ile mümkün olmakta ve böylece “sistem” oluşmakta ve işlemektedir. Ekonomik sistemin işlemesi ise; aynı zamanda hukukun işleyişini daha önemlisi “hukukun üstünlüğü” nü beraberinde getirmektedir.
Rekabet, regülasyon ve reform bu açıdan ele alınması gereken kavramlardır. Sadece rekabet, sadece regülasyon, sadece reform uygulamaları ülke ekonomilerini hedeflerine ulaştıramazlar. Bir ülkenin ekonomik, sosyal, toplumsal gelişmesi, bu üç önemli yapısal unsurun hukukla kaynaştırılması sonucunda mümkün olabilir.
Hukuk ve Ekonomi; insan kalabalıklarını modern bir topluma dönüştürmenin iki temel faktörü olarak görülmelidir. Aksi takdirde “sosyal” ya da “toplumsal” gelişmeler anlamını kaybetmeye mahkumdurlar. Bir toplumu oluşturan değerler ne olursa olsun, bu değerleri bir arada tutan hukuk ve ekonomidir. Bu iki unsur bir arada, yan yana, omuz omuza değilse, bir ülke açısından tartışılacak bir kavram kalmamış demektir.
Asla birbirinden ayrılması mümkün olmayan, ayrıldığında ise felaketler açısından tarihin tekerrürünü gerçekleştiren bu iki kavramı, “sosyal bilimler” in pek çok boyutunda bir arada görmek mümkündür. Toplumların gelişim sürecine yön veren ekonomik sistemlerin oluşumunda ve işleyişinde de bu iki unsur bir aradadır. Serbest piyasa ekonomisinin varlığını devam ettirmesinde özel ekonominin işleyiş mantığında var olmayan bir dizi kuralın ortaya konması hukuk ile mümkün olmakta ve böylece “sistem” oluşmakta ve işlemektedir. Ekonomik sistemin işlemesi ise; aynı zamanda hukukun işleyişini daha önemlisi “hukukun üstünlüğü” nü beraberinde getirmektedir.
Rekabet, regülasyon ve reform bu açıdan ele alınması gereken kavramlardır. Sadece rekabet, sadece regülasyon, sadece reform uygulamaları ülke ekonomilerini hedeflerine ulaştıramazlar. Bir ülkenin ekonomik, sosyal, toplumsal gelişmesi, bu üç önemli yapısal unsurun hukukla kaynaştırılması sonucunda mümkün olabilir.