PKK terör örgütü kesinlikle, denildiği gibi Kürt kökenli vatandaşlarımızı temsil etmemektedir. İşte PKK terörünü bitirme anahtarı burada saklıdır. PKK terör örgütünün amacına bakıldığına Kürt kökenli vatandaşlarımızla PKK terör örgütünün hiç uyuşmadığı kendini göstermektedir. Örgütün amacı, Türkiye'de Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde Marksist-Leninist sistem komünizmine dayalı Bağımsız Birleşik Kürdistan Devleti, kurmaktır.
Marksist-Leninist sistem komünizme dayalı, dini reddeden bir yönetim çeşididir. Oysaki benim Kürt kökenli vatandaşlarımın hemen hemen tamamı İslam dinine mensup, İslam dininin gereklerini yerine getiren ve İslam dinine sıkı sıkıya bağlı insanlardır. Öyleyse bu insanları nasıl Marksist-Leninist ilkelere dayalı bir devletle yöneteceksin. Ayrıca Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış, yaşadıkları yerde işlerini kurmuş, evlerini yapmış, tarlalarını ekmiş, Kürt kökenli vatandaşlarımızın Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde sözde kurulacak Kürdistan Devletine her şeylerini bırakıp katılması mümkün mü? Üstelik Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış Kürt kökenli vatandaşlarımız Kürt-Türk ayrımı yapmıyor ki. Hepsi kendini Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı olarak görmektedir.
İşin en acı yanı ise, sözde Kürt kökenli vatandaşlarımızı temsil ettiğine inanılan PKK terör örgütü, en çok zulmü Kürt kökenli vatandaşlarımıza yapmaktadır. Eşyalarını gasp etmekte, yiyeceklerini almakta, çocuklarını dağa kaçırmakta, her canı sıkıldığında köy basıp Kürt kökenli vatandaşlarımızı katletmektedir. Bütün bunlara rağmen PKK terör örgütünün kürt kökenli vatandaşlarımızı temsil ettiğini söylemek boş bir iddiadan başka bir şey değildir.
PKK terör örgütü kesinlikle, denildiği gibi Kürt kökenli vatandaşlarımızı temsil etmemektedir. İşte PKK terörünü bitirme anahtarı burada saklıdır. PKK terör örgütünün amacına bakıldığına Kürt kökenli vatandaşlarımızla PKK terör örgütünün hiç uyuşmadığı kendini göstermektedir. Örgütün amacı, Türkiye'de Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde Marksist-Leninist sistem komünizmine dayalı Bağımsız Birleşik Kürdistan Devleti, kurmaktır.
Marksist-Leninist sistem komünizme dayalı, dini reddeden bir yönetim çeşididir. Oysaki benim Kürt kökenli vatandaşlarımın hemen hemen tamamı İslam dinine mensup, İslam dininin gereklerini yerine getiren ve İslam dinine sıkı sıkıya bağlı insanlardır. Öyleyse bu insanları nasıl Marksist-Leninist ilkelere dayalı bir devletle yöneteceksin. Ayrıca Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış, yaşadıkları yerde işlerini kurmuş, evlerini yapmış, tarlalarını ekmiş, Kürt kökenli vatandaşlarımızın Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde sözde kurulacak Kürdistan Devletine her şeylerini bırakıp katılması mümkün mü? Üstelik Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış Kürt kökenli vatandaşlarımız Kürt-Türk ayrımı yapmıyor ki. Hepsi kendini Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı olarak görmektedir.
İşin en acı yanı ise, sözde Kürt kökenli vatandaşlarımızı temsil ettiğine inanılan PKK terör örgütü, en çok zulmü Kürt kökenli vatandaşlarımıza yapmaktadır. Eşyalarını gasp etmekte, yiyeceklerini almakta, çocuklarını dağa kaçırmakta, her canı sıkıldığında köy basıp Kürt kökenli vatandaşlarımızı katletmektedir. Bütün bunlara rağmen PKK terör örgütünün kürt kökenli vatandaşlarımızı temsil ettiğini söylemek boş bir iddiadan başka bir şey değildir.