Platon'un şiir ve şairlere karşı bitmek bilmez saldırıları, şiirseverler için genellikle bir sorun olmuştur, hatta bu kişiler Platon'un bu yönünü sıklıkla görmezden gelmişlerdir. Havelock, bu saldırıların ciddiyetle ele alınması gerektiği yolundaki varsayımıyla birlikte Platon'un esas olarak kendi yaşadığı dönemdeki poetik geleneğin Yunan düşüncesi üzerindeki hakimiyetine karşı olduğunu göstermektedir.
Poetik geleneğin hâkimiyetinin nedeni teknik hususlardı; geçmişten beri birikip duran tecrübe kültürel gelişim için vazgeçilmez bir öğeydi ve okuryazar olmayan bir kültürde bu tecrübenin nesilden nesle aktarılması için ezberlenmesi gerekiyordu. Şiir şeklinde korunan tecrübeyi ezberlemek elbette daha kolaydı. Platon şairleri, özellikle de Homeros'u var gücüyle eleştiriyordu, çünkü Yunan ahlak ve biliminin yegâne kılavuzu Homeros ve eserleriydi. Bu yüzden, poetik bir dil yerine, geçmişte kazanılan tecrübelerin kurallı ve analitik biçimde yeni nesillere aktarılabileceği kuramsal ve belirgin bir söz dağarcığı ve cümle yapısı, kısaca söylemek gerekirse bir ahlâk ve bilim dili istemekteydi.
Platon'un şiir ve şairlere karşı bitmek bilmez saldırıları, şiirseverler için genellikle bir sorun olmuştur, hatta bu kişiler Platon'un bu yönünü sıklıkla görmezden gelmişlerdir. Havelock, bu saldırıların ciddiyetle ele alınması gerektiği yolundaki varsayımıyla birlikte Platon'un esas olarak kendi yaşadığı dönemdeki poetik geleneğin Yunan düşüncesi üzerindeki hakimiyetine karşı olduğunu göstermektedir.
Poetik geleneğin hâkimiyetinin nedeni teknik hususlardı; geçmişten beri birikip duran tecrübe kültürel gelişim için vazgeçilmez bir öğeydi ve okuryazar olmayan bir kültürde bu tecrübenin nesilden nesle aktarılması için ezberlenmesi gerekiyordu. Şiir şeklinde korunan tecrübeyi ezberlemek elbette daha kolaydı. Platon şairleri, özellikle de Homeros'u var gücüyle eleştiriyordu, çünkü Yunan ahlak ve biliminin yegâne kılavuzu Homeros ve eserleriydi. Bu yüzden, poetik bir dil yerine, geçmişte kazanılan tecrübelerin kurallı ve analitik biçimde yeni nesillere aktarılabileceği kuramsal ve belirgin bir söz dağarcığı ve cümle yapısı, kısaca söylemek gerekirse bir ahlâk ve bilim dili istemekteydi.