“Nedir bu her zaman var olan ancak hiç oluşa gelmeyen, nedir bu her zaman oluşa gelen ancak hiç var olmayan?”
- Timaios, 28
“Evreni tasvir ettiğimiz bu yeni başlangıçta, önceki yapmış olduğumuzdan daha kapsamlı bir ayrım yapmalıyız. O zaman iki tür ayırt etmiştik; şimdi ise üçüncüsünü ortaya koymamız gerek”
- Timaios, 48e
Düşünce tarihinde Platon felsefesine yönelik yaklaşım tarzları, çoğunlukla ikili dünya anlayışı çerçevesinde şekil almıştır. Bu çerçevenin oluşmasında, Platon'un olgunluk dönemine hâkim olan varlık merkezli ideaların fiziki dünyaya üstünlüğü anlayışının etkili olduğu söylenebilir. Ancak karşıtlık ekseninde ele alındığında iki şeyin birbiriyle ilişkisi ve iştiraki izah edilemez. Bu bağlamda varlık (idea) ile oluşun (duyular) birbirine tamamen karşıt olup olmadığı meselesi Platon açısından son derece önemlidir. Timaios diyaloğunda Platon evrenin yaratılışı itibariyle varlık ile oluşun arasına üçüncü bir tür olan khora'yı dâhil etmekte ve varlığın sûretleri itibariyle oluşu içine alan ve onu besleyen başka türlü bir katılımdan bahsetmektedir. İlk defa 2016 yılında Khora ve Felsefe adıyla ilk baskısı yapılan kitabın genişletilmiş ve gözden geçirilmiş hali olan elinizdeki bu çalışmada, varlık ile oluş arasındaki iştirakin imkânı üçüncü bir tür aracılığıyla tartışılmakta ve Aristoteles'ten çağdaş döneme kadar bu türün mahiyeti hakkında ortaya konulan yorumlara yer verilmektedir.
“Nedir bu her zaman var olan ancak hiç oluşa gelmeyen, nedir bu her zaman oluşa gelen ancak hiç var olmayan?”
- Timaios, 28
“Evreni tasvir ettiğimiz bu yeni başlangıçta, önceki yapmış olduğumuzdan daha kapsamlı bir ayrım yapmalıyız. O zaman iki tür ayırt etmiştik; şimdi ise üçüncüsünü ortaya koymamız gerek”
- Timaios, 48e
Düşünce tarihinde Platon felsefesine yönelik yaklaşım tarzları, çoğunlukla ikili dünya anlayışı çerçevesinde şekil almıştır. Bu çerçevenin oluşmasında, Platon'un olgunluk dönemine hâkim olan varlık merkezli ideaların fiziki dünyaya üstünlüğü anlayışının etkili olduğu söylenebilir. Ancak karşıtlık ekseninde ele alındığında iki şeyin birbiriyle ilişkisi ve iştiraki izah edilemez. Bu bağlamda varlık (idea) ile oluşun (duyular) birbirine tamamen karşıt olup olmadığı meselesi Platon açısından son derece önemlidir. Timaios diyaloğunda Platon evrenin yaratılışı itibariyle varlık ile oluşun arasına üçüncü bir tür olan khora'yı dâhil etmekte ve varlığın sûretleri itibariyle oluşu içine alan ve onu besleyen başka türlü bir katılımdan bahsetmektedir. İlk defa 2016 yılında Khora ve Felsefe adıyla ilk baskısı yapılan kitabın genişletilmiş ve gözden geçirilmiş hali olan elinizdeki bu çalışmada, varlık ile oluş arasındaki iştirakin imkânı üçüncü bir tür aracılığıyla tartışılmakta ve Aristoteles'ten çağdaş döneme kadar bu türün mahiyeti hakkında ortaya konulan yorumlara yer verilmektedir.