Özetlersek, sol, düzen içi ve düzen karşıtı, reformist ve devrimci, yasal ve yasadışı olmak üzere birbirinden tümüyle farklı amaçları olan farklı kesimlerden oluşur....
Yasal oldukları halde düzen karşıtı söyleme sahip olan, yasadışı oldukları halde reformist bir çizgi izleyen, devrimci oldukları halde yasalcılıktan medet uman kesimler de bu sadeleştirilmiş tablo içinde yer alırlar.
Sözcüğün tam anlamıyla, gerçek bir demokrasinin olmadığı bir ülkede demokratik seçimler, sadece toplumsal muhalefeti oyalamaktan, pasifize etmekten ve düzen içi role soyunmaktan öte bir sonuç üretmez.
Evet, seçimler bir aldatmacadır. Seçimler, yükselen tepkilerin pasifize edilmesi için kullanılan bir araçtır... Ancak hiçbir zaman oligarşik yönetim (ve emperyalizm) kendi düzeninin geleceğini, seçimler gibi sonuçlarının önceden tam olarak kestirilemeyeceği bir halk oylamasına bağlı kılmaz. Bu, 1848'den beri burjuvazinin çok iyi bildiği bir gerçektir.
Eğer bir toplumda, yasa koyucular ve yasaları uygulamakla yükümlü olanlar kendi koydukları yasaları çiğniyorlar, yükümlülüklerini yerine getirmiyorlarsa ya da yasaları fiilen uygulanamaz hale getiriyorlarsa, o toplumda hukuktan, hukuk devletinden ya da hukukta ifadesini bulan bir toplumsal düzenden sözedilemez. Böyle bir toplumda, hukuka uymakla yükümlendirilmiş her kesim ve herkes, bu hukuka uymama hakkına sahiptir, artık hukuk hiç kimseyi bağlamaz. 1789 Fransız Devriminde İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesinde ifadesini bulan direnme hakkı, bu koşullarda tüm yurttaşların hakkı ve görevidir.
Özetlersek, sol, düzen içi ve düzen karşıtı, reformist ve devrimci, yasal ve yasadışı olmak üzere birbirinden tümüyle farklı amaçları olan farklı kesimlerden oluşur....
Yasal oldukları halde düzen karşıtı söyleme sahip olan, yasadışı oldukları halde reformist bir çizgi izleyen, devrimci oldukları halde yasalcılıktan medet uman kesimler de bu sadeleştirilmiş tablo içinde yer alırlar.
Sözcüğün tam anlamıyla, gerçek bir demokrasinin olmadığı bir ülkede demokratik seçimler, sadece toplumsal muhalefeti oyalamaktan, pasifize etmekten ve düzen içi role soyunmaktan öte bir sonuç üretmez.
Evet, seçimler bir aldatmacadır. Seçimler, yükselen tepkilerin pasifize edilmesi için kullanılan bir araçtır... Ancak hiçbir zaman oligarşik yönetim (ve emperyalizm) kendi düzeninin geleceğini, seçimler gibi sonuçlarının önceden tam olarak kestirilemeyeceği bir halk oylamasına bağlı kılmaz. Bu, 1848'den beri burjuvazinin çok iyi bildiği bir gerçektir.
Eğer bir toplumda, yasa koyucular ve yasaları uygulamakla yükümlü olanlar kendi koydukları yasaları çiğniyorlar, yükümlülüklerini yerine getirmiyorlarsa ya da yasaları fiilen uygulanamaz hale getiriyorlarsa, o toplumda hukuktan, hukuk devletinden ya da hukukta ifadesini bulan bir toplumsal düzenden sözedilemez. Böyle bir toplumda, hukuka uymakla yükümlendirilmiş her kesim ve herkes, bu hukuka uymama hakkına sahiptir, artık hukuk hiç kimseyi bağlamaz. 1789 Fransız Devriminde İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesinde ifadesini bulan direnme hakkı, bu koşullarda tüm yurttaşların hakkı ve görevidir.