T'de TİP'i göreceğiz. TİP'in mecliste 15 milletvekiliyle temsil edildiğini öğreneceğiz. Solcu/sosyalist bir partinin çalışma tarzı, söylemi bizde merak uyandıracak. "Bugün niye olmasın?" sorusunu kendimize soracağız.
D'de Deniz Gezmiş'le karşılaşacağız. Onun hayatını okurken, yeniyi aramanın, içtenliğin, hümanizmin, haksızlığa başkaldırmanın ne demek olduğunu tarihin ayrıntılarından çekip çıkarmaya çalışacağız ve bu özelliklerin günümüze taşınmasının önemi üzerinde duracağız.
M'de Mahir Çayan'ı bulacağız. Yirmibeş yaşında bir delikanlının fikri açıdan nasıl yoğunlaştığını, hangi süreçlerden geçerek solu bir dönem meşgul eden tartışmaların vazgeçilmez ismi olduğunu öğrenmek için başka kaynaklara başvuracağız.
K'de Kızıldere'yi, A'da Altı Mayıs'ı okuyacağız. İnançları uğruna gözünü kırpmadan ölüme giden yirmili yaşlarında onlarca genç bizlere, "uğruna ölünesi bir yaşam" olduğunu bir kez daha gösterecek.
D'de Devrimci Yol çıkacak karşımıza. Türkiye solunun bu en kitlesel ve güçlü sol hareketini bir başka açıdan irdeleyeceğiz. Nasıl bu kadar kitleselleştiğini, siyaseti nasıl yaptığını araştıracağız.
F'de Fatsa'yı bulacağız ama beraberinde yerel demokrasi, yerel yönetim, yerel inisiyatifler konusundaki sosyalist yaklaşımı; Fatsa'yı aşarak, bugün metropol bir ilçede nasıl hayata geçirebileceğimizi tartışacağız.
Y'de Yeraltı Maden-İş'i göreceğiz. Üretenlerin yönetebileceğinin kanıtlandığı; sözün, yetkinin, kararın çalışanların elinde olduğu bir örnekle yüz yüze geleceğiz. Yeraltı Maden-iş'in Yeniçeltek'te başardığını, bugün devasa boyutlara gelmiş ve binlerce işçi çalıştıran işletmelerde nasıl başarabileceğimizi bulup çıkarmaya çalışacağız.
Solcu olmak zor iştir. "Tarihten gelip tarih yazmak" da.
Ölenlere ve ömrü hayatları boyunca çile çekenlere... Mustafa Suphilere, Şefik Hüsnülere, Hikmet Kıvılcımlılara, Mehmet Ali Aybarlara, Cenan Bıçakçılara, Mahir Çayanlara, Deniz Gezmişlere, İbrahim Kaypakkayalara, Behice Boranlara, Zeki Erğinbaylara, Fikri Sönmezlere, Necdet Adalılara, Erdal Erenlere, Mustafa Özençlere...
T'de TİP'i göreceğiz. TİP'in mecliste 15 milletvekiliyle temsil edildiğini öğreneceğiz. Solcu/sosyalist bir partinin çalışma tarzı, söylemi bizde merak uyandıracak. "Bugün niye olmasın?" sorusunu kendimize soracağız.
D'de Deniz Gezmiş'le karşılaşacağız. Onun hayatını okurken, yeniyi aramanın, içtenliğin, hümanizmin, haksızlığa başkaldırmanın ne demek olduğunu tarihin ayrıntılarından çekip çıkarmaya çalışacağız ve bu özelliklerin günümüze taşınmasının önemi üzerinde duracağız.
M'de Mahir Çayan'ı bulacağız. Yirmibeş yaşında bir delikanlının fikri açıdan nasıl yoğunlaştığını, hangi süreçlerden geçerek solu bir dönem meşgul eden tartışmaların vazgeçilmez ismi olduğunu öğrenmek için başka kaynaklara başvuracağız.
K'de Kızıldere'yi, A'da Altı Mayıs'ı okuyacağız. İnançları uğruna gözünü kırpmadan ölüme giden yirmili yaşlarında onlarca genç bizlere, "uğruna ölünesi bir yaşam" olduğunu bir kez daha gösterecek.
D'de Devrimci Yol çıkacak karşımıza. Türkiye solunun bu en kitlesel ve güçlü sol hareketini bir başka açıdan irdeleyeceğiz. Nasıl bu kadar kitleselleştiğini, siyaseti nasıl yaptığını araştıracağız.
F'de Fatsa'yı bulacağız ama beraberinde yerel demokrasi, yerel yönetim, yerel inisiyatifler konusundaki sosyalist yaklaşımı; Fatsa'yı aşarak, bugün metropol bir ilçede nasıl hayata geçirebileceğimizi tartışacağız.
Y'de Yeraltı Maden-İş'i göreceğiz. Üretenlerin yönetebileceğinin kanıtlandığı; sözün, yetkinin, kararın çalışanların elinde olduğu bir örnekle yüz yüze geleceğiz. Yeraltı Maden-iş'in Yeniçeltek'te başardığını, bugün devasa boyutlara gelmiş ve binlerce işçi çalıştıran işletmelerde nasıl başarabileceğimizi bulup çıkarmaya çalışacağız.
Solcu olmak zor iştir. "Tarihten gelip tarih yazmak" da.
Ölenlere ve ömrü hayatları boyunca çile çekenlere... Mustafa Suphilere, Şefik Hüsnülere, Hikmet Kıvılcımlılara, Mehmet Ali Aybarlara, Cenan Bıçakçılara, Mahir Çayanlara, Deniz Gezmişlere, İbrahim Kaypakkayalara, Behice Boranlara, Zeki Erğinbaylara, Fikri Sönmezlere, Necdet Adalılara, Erdal Erenlere, Mustafa Özençlere...