Merhaba sevgili okur;
Hava dosya konulu otuz sekizinci sayımızla karşınızdayız.
Haziran ayıyla birlikte yaz aylarını kucakladığımız bu günlerde sizlere “mis gibi” dedirtecek bir dosya hazırladık. Hava kelimesini içimize çekerken yayın kurulumuzun aklına düşen belli başlı konulardan bahis açarak bu sayımızı sizlere tanıtmak istiyorum.
Sadık Hidayet'in intiharı bizi bozguna uğratan konulardan bir tanesi. Eş değer bir başka mevzu ise Almanların gaz odaları. Yaşam kaynağımız hava, soluduğumuz kimyanın cinsine göre birçok kez mutsuz sonlara gebe kalabiliyor. Fakat gökyüzü nice umutlara kucağını açmış bizi orada bekliyor. Hayatını göğe adamış iki isimden burada söz etmenin tam da sırası. Evet, Cengiz Topel ve Bedriye Tahir Gökmen'den bahsediyorum.
Peki havaya hükmetmenin ağır yükünü kurşun gibi üstünüzde hissetmeye ne dersiniz? Avatar'ın fantastik evreni bir yana içinde yaşadığımız alemin sonunu fısıldayan Sûr diğer yana. Gelin bu sayfaların efkârını türkülerimiz ile perçinleyelim.
Orhan Veli'yi mahveden güzel havaları, kontrolsüz gaz salınımı ile insanoğlu tüketiyor. Başımızı göğe kaldırıp baktığımızda Galata'dan süzülen Hezârfen yerine salınan gri dumanları görmek işten bile değil artık.
Üçüncüsü ile devam ettirdiğimiz röportaj serimizin bu ayki konuğu ise ünlü oyuncu Ömür Arpacı.
Porsuk Kültür ile sizleri baş başa bırakmadan önce bu ay aramıza yeni katılan yazarımız Aybike Öztürk'ün yazısından bir alıntıyla herkesi selamlıyorum. ““Aydost! Deyince yeri, göğü inleten”, sesleri gök kubbemizde ebediyen yankılanacak olanlara bin selam olsun!”
Keyifli okumalar.
Merhaba sevgili okur;
Hava dosya konulu otuz sekizinci sayımızla karşınızdayız.
Haziran ayıyla birlikte yaz aylarını kucakladığımız bu günlerde sizlere “mis gibi” dedirtecek bir dosya hazırladık. Hava kelimesini içimize çekerken yayın kurulumuzun aklına düşen belli başlı konulardan bahis açarak bu sayımızı sizlere tanıtmak istiyorum.
Sadık Hidayet'in intiharı bizi bozguna uğratan konulardan bir tanesi. Eş değer bir başka mevzu ise Almanların gaz odaları. Yaşam kaynağımız hava, soluduğumuz kimyanın cinsine göre birçok kez mutsuz sonlara gebe kalabiliyor. Fakat gökyüzü nice umutlara kucağını açmış bizi orada bekliyor. Hayatını göğe adamış iki isimden burada söz etmenin tam da sırası. Evet, Cengiz Topel ve Bedriye Tahir Gökmen'den bahsediyorum.
Peki havaya hükmetmenin ağır yükünü kurşun gibi üstünüzde hissetmeye ne dersiniz? Avatar'ın fantastik evreni bir yana içinde yaşadığımız alemin sonunu fısıldayan Sûr diğer yana. Gelin bu sayfaların efkârını türkülerimiz ile perçinleyelim.
Orhan Veli'yi mahveden güzel havaları, kontrolsüz gaz salınımı ile insanoğlu tüketiyor. Başımızı göğe kaldırıp baktığımızda Galata'dan süzülen Hezârfen yerine salınan gri dumanları görmek işten bile değil artık.
Üçüncüsü ile devam ettirdiğimiz röportaj serimizin bu ayki konuğu ise ünlü oyuncu Ömür Arpacı.
Porsuk Kültür ile sizleri baş başa bırakmadan önce bu ay aramıza yeni katılan yazarımız Aybike Öztürk'ün yazısından bir alıntıyla herkesi selamlıyorum. ““Aydost! Deyince yeri, göğü inleten”, sesleri gök kubbemizde ebediyen yankılanacak olanlara bin selam olsun!”
Keyifli okumalar.