Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında yaşanan vahşet ve sefalet yıllarından yorgun, fakir ve yitik birgenç olarak çıkan ve hayatı, hayatın anlamını, mutluluk kavramını sorgulayan yirmili yaşlarındaki Christine'in hayatı,Amerika'da yaşayan zengin teyzesinin tatil için geldiği Avrupa'daki pahalı bir otelde kendisiyle iki hafta geçirmeyedavet etmesiyle birlikte alt üst olur. Otelde kalan zenginlerin mutlu ve dertsiz hayatı karşısında şoka giren Christine,teyzesinin sağladığı imkânlarla bu hayata katılarak sorguladığı kavramlara cevap bulduğunu zanneder. Bencil teyzesitarafından tatili yarıda kesilerek aniden köyüne geri gönderilen Christine, sınıf farkının hayatında yarattığı çelişkiyleancak öfkeye ve kabalığa sığınarak baş edebilir. O sırada tanıştığı, savaşta esir düşmüş ve kendisi gibi öfke ve nefretdolu Ferdinand'la birbirlerine âşık olurlar. Para yüzünden aşklarını yaşayacak bir mekân bile bulamayan çift, buumutsuz durumdan kurtulmanın tek yolunun intihar olduğuna karar verirler.
Savaşın kalbinde açtığı yaraları saramayan ve karısıyla birlikte hayatını sonlandıran Zweig, Veda Mektubu'ndaşöyle yazar:
“...Altmışıncı yaştan sonra tam anlamıyla yeniden başlamak çok özel bir güç gerektiriyor. Ve benim gücümyıllar süren vatansız yolculuklardan sonra iyice tükendi. Bu nedenle hayatımı doğru zamanda ve doğru bir şekildesonlandırmamın iyi olacağına inanıyorum. Ki hayatım boyunca tinsel uğraşım en büyük haz kaynağım ve kişiselözgürlüğüm en yüce değerim oldu.” Zweig'ın unutulmuş kitabı Postacı Kız ya da özgün adıyla Metamorfoz, bu intiharınyazılı bir provası, bir tür ‘Özgürlük Manifestosu' gibidir.
Birinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında yaşanan vahşet ve sefalet yıllarından yorgun, fakir ve yitik birgenç olarak çıkan ve hayatı, hayatın anlamını, mutluluk kavramını sorgulayan yirmili yaşlarındaki Christine'in hayatı,Amerika'da yaşayan zengin teyzesinin tatil için geldiği Avrupa'daki pahalı bir otelde kendisiyle iki hafta geçirmeyedavet etmesiyle birlikte alt üst olur. Otelde kalan zenginlerin mutlu ve dertsiz hayatı karşısında şoka giren Christine,teyzesinin sağladığı imkânlarla bu hayata katılarak sorguladığı kavramlara cevap bulduğunu zanneder. Bencil teyzesitarafından tatili yarıda kesilerek aniden köyüne geri gönderilen Christine, sınıf farkının hayatında yarattığı çelişkiyleancak öfkeye ve kabalığa sığınarak baş edebilir. O sırada tanıştığı, savaşta esir düşmüş ve kendisi gibi öfke ve nefretdolu Ferdinand'la birbirlerine âşık olurlar. Para yüzünden aşklarını yaşayacak bir mekân bile bulamayan çift, buumutsuz durumdan kurtulmanın tek yolunun intihar olduğuna karar verirler.
Savaşın kalbinde açtığı yaraları saramayan ve karısıyla birlikte hayatını sonlandıran Zweig, Veda Mektubu'ndaşöyle yazar:
“...Altmışıncı yaştan sonra tam anlamıyla yeniden başlamak çok özel bir güç gerektiriyor. Ve benim gücümyıllar süren vatansız yolculuklardan sonra iyice tükendi. Bu nedenle hayatımı doğru zamanda ve doğru bir şekildesonlandırmamın iyi olacağına inanıyorum. Ki hayatım boyunca tinsel uğraşım en büyük haz kaynağım ve kişiselözgürlüğüm en yüce değerim oldu.” Zweig'ın unutulmuş kitabı Postacı Kız ya da özgün adıyla Metamorfoz, bu intiharınyazılı bir provası, bir tür ‘Özgürlük Manifestosu' gibidir.