Raperîna Baba Îshaq (Baba İshak Ayaklanması), Samsat'lı Baba İshak'in yaşamını, felsefesini ve inancını konu alan bir romanıdır.
Bu roman, hiç şüphe yok ki bu güne kadar Baba İshak olayının etrafına örülmüş duvarları yıkarak, onun gerçeğini yalın bir şekilde okuyuculara aktarıp, ilgi çekici ve sürükleyici hikâyesi ile tüm ezberleri bozacaktır.
Yazarın folklorik ve akıcı bir Kürtçe (Kurmanci) ile kaleme aldığı bu roman, gerek hikâyesi, gerek anlatım tekniği yönünden Kürt Edebiyatına yeni bir kapı aralamaktadır.
Coşkulu anlatımıyla okuru kendinden alarak, hikâyenin yaşandığı zaman olan onüçüncü yüzyılın, sırlarla dolu olayları arasında gezdirmektedir.
1240 yılında, Babab İshak'ın Samsat Şehrine bağlı Kefersut köyünde bulunan dergâhında başlayan İsyan, Selçuklu Sultanı Gıyasedin Keyhüsrev'i öylesine korkutmuştur ki, Sultan ailesi ile birlikte kaçarak, Kubadabat'daki sarayına saklanır.
Baba İshak bazı ırkçı tarihçilerin söylediği gibi Alevi ve Türkmen bir derviş değil, Kökleri Komagene Hanedanlığına dayanan, Samsat orijinli bir Kürttür. Yine sanıldığı gibi Baba İshak okuma yazma bilmeyen bir cahil değil, yüksek medrese tahsili görmüş ve Hemedan'lı Baba Tahir-i Uryan hayranı, Ebul Vefa-i Kurdi inancının takipçi, zuht ve takva sahibi Kızılbaş (Riyaheq) bir erenidir.
Aynı zamanda Yaresan inancında Sultan Shak adıyla bilinen bir avatar da olan Baba İshak, dergâhını Samsata bağlı Kefersut köyüne kurduğu zaman, Samsat Şehri Eyubilerin yönetimi altındaydı, Selahaddin Eyubi'nin büyük oğlu Melik Evdal, Samsat'ın valisi konumundaydı. Daha sonra Samsat ve çevresinde yönetim değişerek Eyubilerden, Selçuklulara geçince, yörede baskılar artı. Daha sonra artan bu baskılara, Selçuklar tarafından bölgeye tayin edilen dikta beylerinin ağır vergileri de binince, Baba İshak, yörede yaşayan Kürtlerle beraber, birkısım Türkmen, Süryani ve az sayıda Ermeniyi de ayaklandırarak kanlı bir başkaldırı başlatır.
Daha sonra bu isyan bastırıldığında; her ne kadar ki birçok Riyaheq (Kızılbaş) inancına mensup insanla birlikte, Baba İshak ve ailesinin tüm fertleri öldürülmüş olsalar bile, bu insanlar adlarını tarihin levhasına altın harflerle yazdırmayı başarmışlardır.
Bu eserde roman tadında tarihi bir kitap okuyacaksınız ve Baba İshak hakkında bir çok bilinmeyen bilgiye ulaşacaksınız.
Raperîna Baba Îshaq (Baba İshak Ayaklanması), Samsat'lı Baba İshak'in yaşamını, felsefesini ve inancını konu alan bir romanıdır.
Bu roman, hiç şüphe yok ki bu güne kadar Baba İshak olayının etrafına örülmüş duvarları yıkarak, onun gerçeğini yalın bir şekilde okuyuculara aktarıp, ilgi çekici ve sürükleyici hikâyesi ile tüm ezberleri bozacaktır.
Yazarın folklorik ve akıcı bir Kürtçe (Kurmanci) ile kaleme aldığı bu roman, gerek hikâyesi, gerek anlatım tekniği yönünden Kürt Edebiyatına yeni bir kapı aralamaktadır.
Coşkulu anlatımıyla okuru kendinden alarak, hikâyenin yaşandığı zaman olan onüçüncü yüzyılın, sırlarla dolu olayları arasında gezdirmektedir.
1240 yılında, Babab İshak'ın Samsat Şehrine bağlı Kefersut köyünde bulunan dergâhında başlayan İsyan, Selçuklu Sultanı Gıyasedin Keyhüsrev'i öylesine korkutmuştur ki, Sultan ailesi ile birlikte kaçarak, Kubadabat'daki sarayına saklanır.
Baba İshak bazı ırkçı tarihçilerin söylediği gibi Alevi ve Türkmen bir derviş değil, Kökleri Komagene Hanedanlığına dayanan, Samsat orijinli bir Kürttür. Yine sanıldığı gibi Baba İshak okuma yazma bilmeyen bir cahil değil, yüksek medrese tahsili görmüş ve Hemedan'lı Baba Tahir-i Uryan hayranı, Ebul Vefa-i Kurdi inancının takipçi, zuht ve takva sahibi Kızılbaş (Riyaheq) bir erenidir.
Aynı zamanda Yaresan inancında Sultan Shak adıyla bilinen bir avatar da olan Baba İshak, dergâhını Samsata bağlı Kefersut köyüne kurduğu zaman, Samsat Şehri Eyubilerin yönetimi altındaydı, Selahaddin Eyubi'nin büyük oğlu Melik Evdal, Samsat'ın valisi konumundaydı. Daha sonra Samsat ve çevresinde yönetim değişerek Eyubilerden, Selçuklulara geçince, yörede baskılar artı. Daha sonra artan bu baskılara, Selçuklar tarafından bölgeye tayin edilen dikta beylerinin ağır vergileri de binince, Baba İshak, yörede yaşayan Kürtlerle beraber, birkısım Türkmen, Süryani ve az sayıda Ermeniyi de ayaklandırarak kanlı bir başkaldırı başlatır.
Daha sonra bu isyan bastırıldığında; her ne kadar ki birçok Riyaheq (Kızılbaş) inancına mensup insanla birlikte, Baba İshak ve ailesinin tüm fertleri öldürülmüş olsalar bile, bu insanlar adlarını tarihin levhasına altın harflerle yazdırmayı başarmışlardır.
Bu eserde roman tadında tarihi bir kitap okuyacaksınız ve Baba İshak hakkında bir çok bilinmeyen bilgiye ulaşacaksınız.