Boya temelli anjiyografiler (FA, ICG), retina-koroidea hastalıklarının tanısında yıllardan beri standart temel görüntüleme yöntemleri olarak kullanılmakta ve vasküler yapılar hakkında çok değerli dinamik bilgiler vermektedir. Fakat bu geleneksel yöntemler; derin vasküler yapıları göstermemesi, invaziv olması, hastaya, doktora ve sağlık kuruluşuna ilave yükler getirmesi nedeniyle, yoğun klinik pratikte rahatlıkla kullanılamamaktadır.
Yeni ve gelişmekte olan optik koherenstomografi anjiyografi (OCTA) teknolojisinde; intravenöz boya enjeksiyonu gerekmediği ve görülmeyen spektrumdaki infrared ışığı kullandığı için, işlem noninvaziv, rahat ve hızlıdır. OCTA' nın üç boyutlu volüm yapısı olduğu için, istenen kesitte, iki boyutlu boya temelli anjiyografilerle görülemeyen derin vasküler yapılar net olarak incelenebilir. Bu nedenle OCTA, son yıllarda tüm dünyada hızla oftalmoloji pratiğine giren ve gelişmekte olan bir multimodal görüntüleme platformudur. Yapısal ve fonksiyonel OCTA görüntülerinin aynı noktalarının birlikte değerlendirilmesine imkân verdiği için, koryoretinal patolojilerin daha hassas ve detaylı olarak yorumlanması mümkün olur. Bu nedenle, bazı alanlarda boya temelli geleneksel anjiyografilerin yerini almakta, bazı durumlarda ise bu iki yöntem birbirinin tamamlayıcısı olmaktadır. Böylece, retina-koroidea hastalıklarının etyopatojenezlerine değişik açılardan bakmak ve verileri kantitatif olarak değerlendirmek mümkün olmaktadır.
Bu kitapta; teknik detaylara ve kapsamlı teorik bilgilere değinmeden, temel retina hastalıklarında ve farklı tanılı değişik olgu örneklerinde, yapısal ve fonksiyonel OCTA görüntülerinin birlikte analizi ve yorumlanması aşama aşama anlatılmıştır. Bu gelişmekte olan yeni teknolojinin bazı teknik sınırlılıkları vurgulanarak, görüntülerinin yorumlanmasında ve tanıda yanılmalara yol açabilen çeşitli artefaktların irdelenmesi yapılmıştır. OCTA'ın kullanıma girdiği glokom, optik disk patolojileri ve nörodejeneratif hastalıklar gibi konular, bu kitabın kapsamı dışında tutulmuştur.
Boya temelli anjiyografiler (FA, ICG), retina-koroidea hastalıklarının tanısında yıllardan beri standart temel görüntüleme yöntemleri olarak kullanılmakta ve vasküler yapılar hakkında çok değerli dinamik bilgiler vermektedir. Fakat bu geleneksel yöntemler; derin vasküler yapıları göstermemesi, invaziv olması, hastaya, doktora ve sağlık kuruluşuna ilave yükler getirmesi nedeniyle, yoğun klinik pratikte rahatlıkla kullanılamamaktadır.
Yeni ve gelişmekte olan optik koherenstomografi anjiyografi (OCTA) teknolojisinde; intravenöz boya enjeksiyonu gerekmediği ve görülmeyen spektrumdaki infrared ışığı kullandığı için, işlem noninvaziv, rahat ve hızlıdır. OCTA' nın üç boyutlu volüm yapısı olduğu için, istenen kesitte, iki boyutlu boya temelli anjiyografilerle görülemeyen derin vasküler yapılar net olarak incelenebilir. Bu nedenle OCTA, son yıllarda tüm dünyada hızla oftalmoloji pratiğine giren ve gelişmekte olan bir multimodal görüntüleme platformudur. Yapısal ve fonksiyonel OCTA görüntülerinin aynı noktalarının birlikte değerlendirilmesine imkân verdiği için, koryoretinal patolojilerin daha hassas ve detaylı olarak yorumlanması mümkün olur. Bu nedenle, bazı alanlarda boya temelli geleneksel anjiyografilerin yerini almakta, bazı durumlarda ise bu iki yöntem birbirinin tamamlayıcısı olmaktadır. Böylece, retina-koroidea hastalıklarının etyopatojenezlerine değişik açılardan bakmak ve verileri kantitatif olarak değerlendirmek mümkün olmaktadır.
Bu kitapta; teknik detaylara ve kapsamlı teorik bilgilere değinmeden, temel retina hastalıklarında ve farklı tanılı değişik olgu örneklerinde, yapısal ve fonksiyonel OCTA görüntülerinin birlikte analizi ve yorumlanması aşama aşama anlatılmıştır. Bu gelişmekte olan yeni teknolojinin bazı teknik sınırlılıkları vurgulanarak, görüntülerinin yorumlanmasında ve tanıda yanılmalara yol açabilen çeşitli artefaktların irdelenmesi yapılmıştır. OCTA'ın kullanıma girdiği glokom, optik disk patolojileri ve nörodejeneratif hastalıklar gibi konular, bu kitabın kapsamı dışında tutulmuştur.