“Rica etsem saçımı okşar mısınız?“ bizi anlatıyor... Kalabalıkların arasında kaybolanları, kendi değerlerine tutunarak yaşamaya çalışanları, sessizce direnenleri anlatıyor. Yürekleri büyük insanları... Yedi günaha, iffetsizliğe, tamaha, öfkeye, acımasızlığa, kıskançlığa, gurura, doymazlığa her şeye rağmen elveda diyecek gücü olanları anlatıyor...
Her “cambaz“ dediğinde babası itiraz eder, “Cambaz değil, canbaz“ diye düzeltirdi. “Canıyla oynayan manasında... İp canbazına ise rismanbaz denir.“
İp, durmadan kayıyordu ayaklarının altından... İlerlemek de zordu, dönmek de...
Tam ortasındaydı halatın.
İlerlemekten, ipin sonuna ulaşmaktan çoktan vazgeçmişti de...
Keşke orada kalabilseydi en azından.
Elindeki denge çubuğu, değerleriydi bir bakıma...
Hayat ise ipin kendisiydi, sallanıp duran.
Kendisi gibi, tüm dikkatini ellerine tutuşturulan “denge çubuğuna“ verenler ise düşmeye mahkumdu...
“Rica etsem saçımı okşar mısınız?“ bizi anlatıyor... Kalabalıkların arasında kaybolanları, kendi değerlerine tutunarak yaşamaya çalışanları, sessizce direnenleri anlatıyor. Yürekleri büyük insanları... Yedi günaha, iffetsizliğe, tamaha, öfkeye, acımasızlığa, kıskançlığa, gurura, doymazlığa her şeye rağmen elveda diyecek gücü olanları anlatıyor...
Her “cambaz“ dediğinde babası itiraz eder, “Cambaz değil, canbaz“ diye düzeltirdi. “Canıyla oynayan manasında... İp canbazına ise rismanbaz denir.“
İp, durmadan kayıyordu ayaklarının altından... İlerlemek de zordu, dönmek de...
Tam ortasındaydı halatın.
İlerlemekten, ipin sonuna ulaşmaktan çoktan vazgeçmişti de...
Keşke orada kalabilseydi en azından.
Elindeki denge çubuğu, değerleriydi bir bakıma...
Hayat ise ipin kendisiydi, sallanıp duran.
Kendisi gibi, tüm dikkatini ellerine tutuşturulan “denge çubuğuna“ verenler ise düşmeye mahkumdu...