Onu yazarlığa yönelten, daha doğrusu zorlayan değerler, yaşadığı tüm kötü olayların yarattığı stres ve engellere rağmen, kendi doğasının çeşitliliği kadar çok çeşitliydi ve onu hâlâ dur durak bilmeden şiddetle bir adım daha ileriye iten güç, bu değerlerdi. Elde ettiği şöhrete tamamen kayıtsız olduğu da söylenemezdi.“Hayatın mutlu olduğunu söylemek” edebiyat hayatının misyonu, neşeli, müzmin cesaretinin ana felsefesi olmuştu, “edebiyatın kişiyi mutlu etmesi gerektiği” düşüncesini bir ilke olarak benimsemişti, “soğuk ve neşesiz bir kelime zarar verir, insanlık suçudur.”
Onu yazarlığa yönelten, daha doğrusu zorlayan değerler, yaşadığı tüm kötü olayların yarattığı stres ve engellere rağmen, kendi doğasının çeşitliliği kadar çok çeşitliydi ve onu hâlâ dur durak bilmeden şiddetle bir adım daha ileriye iten güç, bu değerlerdi. Elde ettiği şöhrete tamamen kayıtsız olduğu da söylenemezdi.“Hayatın mutlu olduğunu söylemek” edebiyat hayatının misyonu, neşeli, müzmin cesaretinin ana felsefesi olmuştu, “edebiyatın kişiyi mutlu etmesi gerektiği” düşüncesini bir ilke olarak benimsemişti, “soğuk ve neşesiz bir kelime zarar verir, insanlık suçudur.”