Hatice Bilen Buğra, çoğu kişinin belki de her gün karşılaştığı, fakat çoğu zaman fark etmediği ya da umursamadığı hayatları konu edinerek bu tarz insanların sesi olmaya çalışır. Aslında kim olursa olsun ve nerede yaşarsa yaşasın insanların en temel sosyal ihtiyaçlarından biri, fark edilmek ve “İyi ki varsın!” hitabına muhatap olabilmektir. Buna karşın birçok kişi ne hızlıca akıp giden zamanın ne de çevresindekilerin farkına varmaktadır. Özellikle de kendilerinden güçsüz ve zayıf olanlara karşı daha duyarsız davranmaktadırlar. Hatta onları hor görmekte, ötekileştirmekte veya daha ileri giderek onlara eziyet edip acı çektirmektedirler. Bu bağlamda Hatice Bilen Buğra gerek romanında gerekse hikâyelerinin birçoğunda bu durumdaki kişileri ele almakta, onların iç dünyalarını yansıtmaktadır.
Hatice Bilen Buğra, çoğu kişinin belki de her gün karşılaştığı, fakat çoğu zaman fark etmediği ya da umursamadığı hayatları konu edinerek bu tarz insanların sesi olmaya çalışır. Aslında kim olursa olsun ve nerede yaşarsa yaşasın insanların en temel sosyal ihtiyaçlarından biri, fark edilmek ve “İyi ki varsın!” hitabına muhatap olabilmektir. Buna karşın birçok kişi ne hızlıca akıp giden zamanın ne de çevresindekilerin farkına varmaktadır. Özellikle de kendilerinden güçsüz ve zayıf olanlara karşı daha duyarsız davranmaktadırlar. Hatta onları hor görmekte, ötekileştirmekte veya daha ileri giderek onlara eziyet edip acı çektirmektedirler. Bu bağlamda Hatice Bilen Buğra gerek romanında gerekse hikâyelerinin birçoğunda bu durumdaki kişileri ele almakta, onların iç dünyalarını yansıtmaktadır.