Felsefe, sanat, edebiyat, müzik ve politika, 1789'daki Fransız Devrimi ile 1848'deki Komünist Manifesto arasındaki çalkantılı dönemde tamamen dönüşüm geçirdi. Politik ve sanatsal özgürlüğe yönelik modern tutumların doğduğu “Romantik devrim” in çağıydı bu.
Romantizm'i düşündüğümüzde aklımıza hemen Byron ve Shelley gibi gözalıcı şahsiyetler geliyor... Peki ya Napolyon ve Hegel,Turner ve Blake, Wagner ve Marx? Nasıl oldu da Romantizm aynı anda hem tutkulu bir bireyselliği hem de şovenist milliyetçiliği doğurabildi? 20.yüzyılın totaliter hareketlerine nasıl delalet etti?
Felsefe, sanat, edebiyat, müzik ve politika, 1789'daki Fransız Devrimi ile 1848'deki Komünist Manifesto arasındaki çalkantılı dönemde tamamen dönüşüm geçirdi. Politik ve sanatsal özgürlüğe yönelik modern tutumların doğduğu “Romantik devrim” in çağıydı bu.
Romantizm'i düşündüğümüzde aklımıza hemen Byron ve Shelley gibi gözalıcı şahsiyetler geliyor... Peki ya Napolyon ve Hegel,Turner ve Blake, Wagner ve Marx? Nasıl oldu da Romantizm aynı anda hem tutkulu bir bireyselliği hem de şovenist milliyetçiliği doğurabildi? 20.yüzyılın totaliter hareketlerine nasıl delalet etti?