Her yer ansızın değişmiş karanlık yerini açık güneşli bir havaya bırakmıştı. Az önceki sıkıntıları ortadan kalkmıştı. Artık annesine yaklaşabiliyordu. İçini mutlulukla karışık bir huzur kaplamaya başlamıştı. Belki de annenin yapılacak en basit tanımıydı bu; mutlulukla karışık bir huzur.
…
Gecekonduların bitiği yerde büyük, şato benzeri bir bina göğe doğru yükseliyordu. Bu bina hiç yabancı değildi. En sonunda tamdık bir yer bulmuştu galiba. Burası Rüya Araştırmaları Enstitüsüydü. Koşarak enstitüden içeri girdi. Girişten hemen sonra yukarı doğru bir merdivenin uzandığını gördü.
…
Merdivenin sonu büyük bir salona açılıyordu. Bu salonda bir insan çemberi vardı. Bu insanlar sarı ceket beyaz pantolon giymişlerdi ve hepsinin elinde bir meşale vardı. Hepsi çemberin içine değil dışına doğru dönmüşlerdi. Bir tören olmalıydı yaptıkları. Bu insan çemberinin ortasında bir yatak vardı. Uzaklıktan kim olduğu belli olmasa da yatakta birinin yattığı belliydi. Çemberdeki insanlar şarkıya benzer bir şeyi, anlaşılmaz bir dilde, hep bir ağızdan söyleyerek yavaş yavaş yatağın etrafında dönüyorlardı.
Her yer ansızın değişmiş karanlık yerini açık güneşli bir havaya bırakmıştı. Az önceki sıkıntıları ortadan kalkmıştı. Artık annesine yaklaşabiliyordu. İçini mutlulukla karışık bir huzur kaplamaya başlamıştı. Belki de annenin yapılacak en basit tanımıydı bu; mutlulukla karışık bir huzur.
…
Gecekonduların bitiği yerde büyük, şato benzeri bir bina göğe doğru yükseliyordu. Bu bina hiç yabancı değildi. En sonunda tamdık bir yer bulmuştu galiba. Burası Rüya Araştırmaları Enstitüsüydü. Koşarak enstitüden içeri girdi. Girişten hemen sonra yukarı doğru bir merdivenin uzandığını gördü.
…
Merdivenin sonu büyük bir salona açılıyordu. Bu salonda bir insan çemberi vardı. Bu insanlar sarı ceket beyaz pantolon giymişlerdi ve hepsinin elinde bir meşale vardı. Hepsi çemberin içine değil dışına doğru dönmüşlerdi. Bir tören olmalıydı yaptıkları. Bu insan çemberinin ortasında bir yatak vardı. Uzaklıktan kim olduğu belli olmasa da yatakta birinin yattığı belliydi. Çemberdeki insanlar şarkıya benzer bir şeyi, anlaşılmaz bir dilde, hep bir ağızdan söyleyerek yavaş yavaş yatağın etrafında dönüyorlardı.