İnsana beyanı öğreten Rahman'a hamd olsun. Cevamiu'l-kelim Peygamberine salatu selam olsun.
Sadece bir emeğin mahsulü değil, gençlik yıllarının şiddetli anlam arayışının ve ızdırabının mahsulü olan bu şiirlerin unutulup gitmesine gönlüm razı olmadı. Çünkü bu şiirler, üzerimde hala derin izleri bulunan acılarla yazıldı. Esasen bu şiirler kendime bir va'z u nasihatten başka bir şey değildir. Bu şiirlerin ana teması ulvi ile sufli, baki ile fani arasında yaşanan çatışmada bilgelikten yana konulan tavırdır. Hayata bilgece bakabilenler için en uygun şiir tarzı kanaatimce Rubai ve Tuyuğ gibi nazım şekilleridir. Çünkü Rubai ve Tuyuğ insan hayatına çok benzemektedir. İnsan nasıl kısacık bir ömürle derin ve anlamlı bir hayatı yaşamak zorunda ise, Rubai ve Tuyuğ da az sözle bereketli olmak zorundadır. İşte belki de bu yüzden Rubai ve Tuyuğun özel bir yeri vardır.
Rubai ve Tuyuğ, şairin ve şiirin hasını bünyesinde barındıran Divan Şiiri'ne ait nazım şekilleridir. İnsan ruhundaki ahengi, ritmi, estetiği en saf haliyle keşfedip söze döken Divan Şiiri hiçbir zaman eskimiş değildir. Bir şeyin eski olması eskimiş olması manasına gelmez. Divan Şiiri kadim bir şiir olup, nevzuhur pek çok şiiri eskitecek bir hususiyete sahiptir. İnsandaki bedi' duyguyu hissedebilen herkes Divan Şiiri'nin mertebe-i ulyasını tabii olarak takdir eder. Divan Şiiri'nin kıymet-i asliyesini göremeyenler ise, hakiki manada sanatçılıktan ve şairlikten nasipsiz; bilgi, irfân ve kültür seviyeleri belli bir merhalede tıkanıp kalmış kişilerdir. Divan Şiiri her şeyden evvel insan ruhunun bir tahlilidir. İnsanı tahlil eden bir şiirin halktan kopuk olduğunu iddia etmek saçmadır. Zira insanı anlamayan, toplumu da anlayamaz.
Divan Şiiri musikiye en yakın şiirdir. Hatta bir nevi güfteli musikidir. Musiki ise her zamana, mekana ve insana kolayca hitap eden bir sanattır. Bu yüzden dili ağır olsa bile Divan Şiiri her zaman okunacak, zevk alınacak nadide bir şiirdir. Hele Rubia ve Tuyuğ, hikmet arayışının, insan denen muammayı çözümlemeye çalışmanın ve hayatı irdelemenin bir ifadesi olarak her daim tazeliğini koruyacaktır.
Allah'ın bahşettiği istidatla kelimelere ruh üfleyip Dîvan Şiiri'ni var eden bütün şairlere selam olsun. Cenab-ı Zülcelal, onların isimlerini gök kubbenin altında Baki isminin tecellisine mazhar kılsın. Amin…
İnsana beyanı öğreten Rahman'a hamd olsun. Cevamiu'l-kelim Peygamberine salatu selam olsun.
Sadece bir emeğin mahsulü değil, gençlik yıllarının şiddetli anlam arayışının ve ızdırabının mahsulü olan bu şiirlerin unutulup gitmesine gönlüm razı olmadı. Çünkü bu şiirler, üzerimde hala derin izleri bulunan acılarla yazıldı. Esasen bu şiirler kendime bir va'z u nasihatten başka bir şey değildir. Bu şiirlerin ana teması ulvi ile sufli, baki ile fani arasında yaşanan çatışmada bilgelikten yana konulan tavırdır. Hayata bilgece bakabilenler için en uygun şiir tarzı kanaatimce Rubai ve Tuyuğ gibi nazım şekilleridir. Çünkü Rubai ve Tuyuğ insan hayatına çok benzemektedir. İnsan nasıl kısacık bir ömürle derin ve anlamlı bir hayatı yaşamak zorunda ise, Rubai ve Tuyuğ da az sözle bereketli olmak zorundadır. İşte belki de bu yüzden Rubai ve Tuyuğun özel bir yeri vardır.
Rubai ve Tuyuğ, şairin ve şiirin hasını bünyesinde barındıran Divan Şiiri'ne ait nazım şekilleridir. İnsan ruhundaki ahengi, ritmi, estetiği en saf haliyle keşfedip söze döken Divan Şiiri hiçbir zaman eskimiş değildir. Bir şeyin eski olması eskimiş olması manasına gelmez. Divan Şiiri kadim bir şiir olup, nevzuhur pek çok şiiri eskitecek bir hususiyete sahiptir. İnsandaki bedi' duyguyu hissedebilen herkes Divan Şiiri'nin mertebe-i ulyasını tabii olarak takdir eder. Divan Şiiri'nin kıymet-i asliyesini göremeyenler ise, hakiki manada sanatçılıktan ve şairlikten nasipsiz; bilgi, irfân ve kültür seviyeleri belli bir merhalede tıkanıp kalmış kişilerdir. Divan Şiiri her şeyden evvel insan ruhunun bir tahlilidir. İnsanı tahlil eden bir şiirin halktan kopuk olduğunu iddia etmek saçmadır. Zira insanı anlamayan, toplumu da anlayamaz.
Divan Şiiri musikiye en yakın şiirdir. Hatta bir nevi güfteli musikidir. Musiki ise her zamana, mekana ve insana kolayca hitap eden bir sanattır. Bu yüzden dili ağır olsa bile Divan Şiiri her zaman okunacak, zevk alınacak nadide bir şiirdir. Hele Rubia ve Tuyuğ, hikmet arayışının, insan denen muammayı çözümlemeye çalışmanın ve hayatı irdelemenin bir ifadesi olarak her daim tazeliğini koruyacaktır.
Allah'ın bahşettiği istidatla kelimelere ruh üfleyip Dîvan Şiiri'ni var eden bütün şairlere selam olsun. Cenab-ı Zülcelal, onların isimlerini gök kubbenin altında Baki isminin tecellisine mazhar kılsın. Amin…