Ruh Nereden Geldi Nereye Gidiyor

Stok Kodu:
9786059542401
Boyut:
15.50x22.50
Sayfa Sayısı:
192
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2019-06
Çeviren:
Suat Ertüzün
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%22 indirimli
59,00
46,02
9786059542401
612678
Ruh Nereden Geldi Nereye Gidiyor
Ruh Nereden Geldi Nereye Gidiyor
46.02

“Ruhu, özgürlük zevkini görmemiş, onun içinde bulunduğu meydan suretlerle dolu bir sandık.

Aklı daima suretlere mahpus, kafesten kafese gezer.”

- Mevlana

Sufi bakış açısına göre Ruh, madde ile alaka kuran, semavi, nurani, latif, meydana gelmeyen, bozulmayan birvarlıktır. Sonsuzdur, bâkidir, başlangıcı ve sonu yoktur. Bu varlık bedene nefs etmiş, onun içine girmiştir. Fakat bulatif madde beden cevherinden ayrıldığında, ruhun bedenle ilgisi kesilir. Bu yüzden ruh, ölüme asla dokunmayanhayattır. Ölüm ruhun kendisine değil, ruhun kendinde tuttuğu bir şeye gelir.

Etrafımızdaki her hareket eden, büyüyen, gelişen, idrak eden varlığın da kendisine göre ruhu vardır. Hayvanlar vebitkiler de buna dahildir.

Ruh, dünyada herhangi bir canlı varlığa tecelli etmeden önce melekler ve cinler aleminde birçok süreç yaşar.

Ruh kazandığı bedenle, onu saran perdeyle, onu bilinir kılan isimlerle, makam ve sahip olduklarıyla özdeşleşmeyiöğrenir. Çocuksu heveslerle, önemsediği ve değer verdiği şeylerle, bağlandığı varlıklara kendini kaptıran ruh, buyanılsamaların örtüsüyle kendini kör eder. Kendi hakikatini binlerce örtüyle kendi gözlerinden saklar.

Doğası gereği özgür olan ruh, bu dünyanın ona sunduğu onca şeye rağmen sınırlandırılmış hayattan rahatsızlık duyar.

Ruhun varlığı, istidadı olan serbestliğe sahip özgür alanlar arar.

Derler ki ‘Dünyadaki ruhlar kadar, Tanrı'ya giden yol vardır.' İşte bu kitap da bu anlayıştan yola çıkarak ruhuntecellisine hükmeden yasaları, melekler, cinler ve insani düzlemler içindeki yolculuğunu anlatır.

“Ruhu, özgürlük zevkini görmemiş, onun içinde bulunduğu meydan suretlerle dolu bir sandık.

Aklı daima suretlere mahpus, kafesten kafese gezer.”

- Mevlana

Sufi bakış açısına göre Ruh, madde ile alaka kuran, semavi, nurani, latif, meydana gelmeyen, bozulmayan birvarlıktır. Sonsuzdur, bâkidir, başlangıcı ve sonu yoktur. Bu varlık bedene nefs etmiş, onun içine girmiştir. Fakat bulatif madde beden cevherinden ayrıldığında, ruhun bedenle ilgisi kesilir. Bu yüzden ruh, ölüme asla dokunmayanhayattır. Ölüm ruhun kendisine değil, ruhun kendinde tuttuğu bir şeye gelir.

Etrafımızdaki her hareket eden, büyüyen, gelişen, idrak eden varlığın da kendisine göre ruhu vardır. Hayvanlar vebitkiler de buna dahildir.

Ruh, dünyada herhangi bir canlı varlığa tecelli etmeden önce melekler ve cinler aleminde birçok süreç yaşar.

Ruh kazandığı bedenle, onu saran perdeyle, onu bilinir kılan isimlerle, makam ve sahip olduklarıyla özdeşleşmeyiöğrenir. Çocuksu heveslerle, önemsediği ve değer verdiği şeylerle, bağlandığı varlıklara kendini kaptıran ruh, buyanılsamaların örtüsüyle kendini kör eder. Kendi hakikatini binlerce örtüyle kendi gözlerinden saklar.

Doğası gereği özgür olan ruh, bu dünyanın ona sunduğu onca şeye rağmen sınırlandırılmış hayattan rahatsızlık duyar.

Ruhun varlığı, istidadı olan serbestliğe sahip özgür alanlar arar.

Derler ki ‘Dünyadaki ruhlar kadar, Tanrı'ya giden yol vardır.' İşte bu kitap da bu anlayıştan yola çıkarak ruhuntecellisine hükmeden yasaları, melekler, cinler ve insani düzlemler içindeki yolculuğunu anlatır.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat