Bu kitap rüya üzerine felsefi bir çalışmayı içermektedir.
Tüm insanlar gece veya gündüz uyudukları sürece rüya görürler. İnsanın tek başına yaşadığı bu öznel deneyimin gizemli bir doğasının olduğu düşüncesi oldukça yaygındır. Rüyaların bu gizemli doğası bilim adamları, teologlar ve filozoflar tarafından her dönem merak konusu olmuştur.
Rüya konusuna felsefi ilgi ise tüm tarih boyunca mevcuttur. Fakat bu ilginin her zaman aynı canlılıkla devam ettiği söylenemez. Bazen rüyaya olan ilgi yoğunlaşmış bazen de yerini başka bilimlerin incelemesine bırakmıştır. Bu anlamda uzun süredir uykuda olduğunu düşündüğümüz rüyaya olan felsefi ilgi son yarım yüzyıldır tekrar canlanmıştır. Bu çalışma ile rüya konusunun hem tarihsel süreçte nasıl ilerlediğini hem de rüyaya olan son dönem felsefi ilginin hangi noktalarda karşımıza çıktığını göstermek amaçlanmaktadır.
Bu kitap rüya üzerine felsefi bir çalışmayı içermektedir.
Tüm insanlar gece veya gündüz uyudukları sürece rüya görürler. İnsanın tek başına yaşadığı bu öznel deneyimin gizemli bir doğasının olduğu düşüncesi oldukça yaygındır. Rüyaların bu gizemli doğası bilim adamları, teologlar ve filozoflar tarafından her dönem merak konusu olmuştur.
Rüya konusuna felsefi ilgi ise tüm tarih boyunca mevcuttur. Fakat bu ilginin her zaman aynı canlılıkla devam ettiği söylenemez. Bazen rüyaya olan ilgi yoğunlaşmış bazen de yerini başka bilimlerin incelemesine bırakmıştır. Bu anlamda uzun süredir uykuda olduğunu düşündüğümüz rüyaya olan felsefi ilgi son yarım yüzyıldır tekrar canlanmıştır. Bu çalışma ile rüya konusunun hem tarihsel süreçte nasıl ilerlediğini hem de rüyaya olan son dönem felsefi ilginin hangi noktalarda karşımıza çıktığını göstermek amaçlanmaktadır.