Kürk Mantolu Madonna
Türk edebiyatının en güzel, en hüzünlü aşk romanlarının başında gelir Kürk Mantolu Madonna.
Gerçek aşkı arayan iki insanın, Raif Efendi ile Maria Puder'in tutku dolu hikâyesidir.
Sabahattin Ali bu romanda, mutsuzlukla kaplı yalnızlığında ve acılı geçmişinde yaşayan silik, yılgın, yenilmiş bir taşra memuru olan Raif Efendi ile güçlü bir kadın görünümü çizen Maria Puder'in kişiliklerinde, edebiyatımızın en başarılı psikolojik anlatılarından birini de ortaya koyar.
Kürk Mantolu Madonna, dilinin sadeliği, roman karakterlerinin duygu ve düşünce dünyalarının betimlenmesinde ve insan çözümlemelerindeki derinliğiyle edebiyatımızın başyapıtlarından biridir.
"Türkiye orta sınıflarının, köylüsünün, fukarasının hayatını bizde anlatan ilk yazar Sabahattin Ali değildir. Fakat bunu büyük bir ustalıkla ve inkılapçı, halkçı, gerçekçi bir görüşle yapan ilk hikâyecimiz, ilk romancımız odur."
- Nâzım Hikmet -
Kuyucaklı Yusuf
Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf'ta, bir Anadolu kasabasını tüm insani ve toplumsal gerçekliğiyle betimler. Roman, aşkla zorbalığı, haksızlığa isyanla çürütücü iktidar ilişkilerini ve daha birçok temayı sarsıcı bir toplum eleştirisiyle birlikte işlemesiyle edebiyatımızın öncü yapıtları arasında yerini alır.
Nâzım Hikmet'in, “[Kuyucaklı Yusuf] Türk romanı tarihinde yeni bir merhale teşkil eder. Türk edebiyatında, bir Türk kasabacığının ve kısmen köylülerin hayatı, bu kadar büyük bir kuvvetle ilk defa olarak tasvir ediliyordu,” sözleriyle değerlendirdiği roman, toplumcu edebiyatımızın ilk önemli yazarı olan Sabahattin Ali'nin ve Türk edebiyatının en değerli yapıtlarından biridir.
“Kuyucaklı Yusuf, kişilerinin canlılığıyla, ayrıntıları kullanmadaki ustalığıyla, olay örgüsündeki mükemmellikle, mahalli renkleri vermedeki üstün başarısıyla, sosyal gerçeklikle insani gerçekliği tam bir uyum içinde, dengeli olarak yansıtmasıyla eskimeyecek, tazeliğini sürdürecek bir roman.”
- Fethi Naci -
İçimizdeki Şeytan
Sabahattin Ali'nin, topluma ve insana bakışını en berrak biçimde ortaya koyduğu yapıtlardan biridir İçimizdeki Şeytan.
Romanda iradesiz ve zayıf bir kişilik görünümü çizen Ömer ile yapmacıksız, yürekli ve güçlü bir genç kadın olan Macide'nin aşk serüveni etrafında, dönemin bir kısım aydınının ya da yarı aydınının eleştirisini yapar Sabahattin Ali. Kendini toplumsal adalet talebinin dışında var eden, güç arzusuyla şekillenmiş, korkak, bireyci ve çıkarcı sözde aydınlarla hesaplaşır.
İçimizdeki Şeytan, Asım Bezirci'nin sözleriyle “çağına ve çevresine dürüstçe, yiğitçe, ustaca tanıklık eden” büyük bir yazarın, insan doğasına ve toplumsal yapıya dair derinlikli gözlemlerini ustalıklı bir dille betimlediği bir başyapıttır.
“İçimizdeki Şeytan, edebiyatımızın anıt yapıtlarından biridir. Gerek insana doğru bakışıyla, gerek estetiğin zorunlu ilkesi gibi duran tutumlu anlatıma önem vermiş olmasıyla, gerek kişilikleri çizerken onların ruh derinliklerine inmekte gösterdiği yetkinlikle bu roman edebiyatımızda tuttuğu seçkin yerini her zaman koruyacaktır.”
- Afşar Timuçin
Kürk Mantolu Madonna
Türk edebiyatının en güzel, en hüzünlü aşk romanlarının başında gelir Kürk Mantolu Madonna.
Gerçek aşkı arayan iki insanın, Raif Efendi ile Maria Puder'in tutku dolu hikâyesidir.
Sabahattin Ali bu romanda, mutsuzlukla kaplı yalnızlığında ve acılı geçmişinde yaşayan silik, yılgın, yenilmiş bir taşra memuru olan Raif Efendi ile güçlü bir kadın görünümü çizen Maria Puder'in kişiliklerinde, edebiyatımızın en başarılı psikolojik anlatılarından birini de ortaya koyar.
Kürk Mantolu Madonna, dilinin sadeliği, roman karakterlerinin duygu ve düşünce dünyalarının betimlenmesinde ve insan çözümlemelerindeki derinliğiyle edebiyatımızın başyapıtlarından biridir.
"Türkiye orta sınıflarının, köylüsünün, fukarasının hayatını bizde anlatan ilk yazar Sabahattin Ali değildir. Fakat bunu büyük bir ustalıkla ve inkılapçı, halkçı, gerçekçi bir görüşle yapan ilk hikâyecimiz, ilk romancımız odur."
- Nâzım Hikmet -
Kuyucaklı Yusuf
Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf'ta, bir Anadolu kasabasını tüm insani ve toplumsal gerçekliğiyle betimler. Roman, aşkla zorbalığı, haksızlığa isyanla çürütücü iktidar ilişkilerini ve daha birçok temayı sarsıcı bir toplum eleştirisiyle birlikte işlemesiyle edebiyatımızın öncü yapıtları arasında yerini alır.
Nâzım Hikmet'in, “[Kuyucaklı Yusuf] Türk romanı tarihinde yeni bir merhale teşkil eder. Türk edebiyatında, bir Türk kasabacığının ve kısmen köylülerin hayatı, bu kadar büyük bir kuvvetle ilk defa olarak tasvir ediliyordu,” sözleriyle değerlendirdiği roman, toplumcu edebiyatımızın ilk önemli yazarı olan Sabahattin Ali'nin ve Türk edebiyatının en değerli yapıtlarından biridir.
“Kuyucaklı Yusuf, kişilerinin canlılığıyla, ayrıntıları kullanmadaki ustalığıyla, olay örgüsündeki mükemmellikle, mahalli renkleri vermedeki üstün başarısıyla, sosyal gerçeklikle insani gerçekliği tam bir uyum içinde, dengeli olarak yansıtmasıyla eskimeyecek, tazeliğini sürdürecek bir roman.”
- Fethi Naci -
İçimizdeki Şeytan
Sabahattin Ali'nin, topluma ve insana bakışını en berrak biçimde ortaya koyduğu yapıtlardan biridir İçimizdeki Şeytan.
Romanda iradesiz ve zayıf bir kişilik görünümü çizen Ömer ile yapmacıksız, yürekli ve güçlü bir genç kadın olan Macide'nin aşk serüveni etrafında, dönemin bir kısım aydınının ya da yarı aydınının eleştirisini yapar Sabahattin Ali. Kendini toplumsal adalet talebinin dışında var eden, güç arzusuyla şekillenmiş, korkak, bireyci ve çıkarcı sözde aydınlarla hesaplaşır.
İçimizdeki Şeytan, Asım Bezirci'nin sözleriyle “çağına ve çevresine dürüstçe, yiğitçe, ustaca tanıklık eden” büyük bir yazarın, insan doğasına ve toplumsal yapıya dair derinlikli gözlemlerini ustalıklı bir dille betimlediği bir başyapıttır.
“İçimizdeki Şeytan, edebiyatımızın anıt yapıtlarından biridir. Gerek insana doğru bakışıyla, gerek estetiğin zorunlu ilkesi gibi duran tutumlu anlatıma önem vermiş olmasıyla, gerek kişilikleri çizerken onların ruh derinliklerine inmekte gösterdiği yetkinlikle bu roman edebiyatımızda tuttuğu seçkin yerini her zaman koruyacaktır.”
- Afşar Timuçin