Hikaye gibi, şiir gibi, roman gibi… Biraz Ebu Zer, biraz Mus'ab, biraz Hatice… Yağmur gibi, damla gibi, deniz gibi… Uzaklardan ışıkları görülen loş şehir evleri… Yıldız, gece, ay…
Aniden önümüze çıkıp dalgınlıklarımızı şaşırtan bir şafak… Altından geçmek için can atılan gökkuşağı… Yok gibi, zor gibi, var gibi… Durup dinlenilecek bir yudum sığınak… Can gibi…
Onlar bizimkiler… Bizimkilerden Mus'ab, Bilal, Ebu Zer… Yüreği yüreklerimize, sevdası sevdalarımıza, ağrısı ağrımıza benzeyen bizimkiler…
Bizden önce yürüyen, yorulan, düşen, kalkan yoldaki işaretler. Daha iyi yürümek, yaşamak ve yarınlarımızda onlaırn yanında olmak için Bizimkilere sahip çıkmak ve onları daha iyi anlamaya çalışmak gerekiyor. Çünkü yarın bizimkiler, yani tüm sevdiklerimiz Cennete gittiğinde onların yanında olmamak zorumuza gidecek…
Hikaye gibi, şiir gibi, roman gibi… Biraz Ebu Zer, biraz Mus'ab, biraz Hatice… Yağmur gibi, damla gibi, deniz gibi… Uzaklardan ışıkları görülen loş şehir evleri… Yıldız, gece, ay…
Aniden önümüze çıkıp dalgınlıklarımızı şaşırtan bir şafak… Altından geçmek için can atılan gökkuşağı… Yok gibi, zor gibi, var gibi… Durup dinlenilecek bir yudum sığınak… Can gibi…
Onlar bizimkiler… Bizimkilerden Mus'ab, Bilal, Ebu Zer… Yüreği yüreklerimize, sevdası sevdalarımıza, ağrısı ağrımıza benzeyen bizimkiler…
Bizden önce yürüyen, yorulan, düşen, kalkan yoldaki işaretler. Daha iyi yürümek, yaşamak ve yarınlarımızda onlaırn yanında olmak için Bizimkilere sahip çıkmak ve onları daha iyi anlamaya çalışmak gerekiyor. Çünkü yarın bizimkiler, yani tüm sevdiklerimiz Cennete gittiğinde onların yanında olmamak zorumuza gidecek…