Mezopotamya'da ortaya çıkan “Şâhmerân” söylencesi zamanla Arap, İran, İbranî, Hint ve Yunan mitolojileriyle zenginleşip Anadolu'dan da beslenerek Türkçeye mal olmuş. Battalnâme, Saltuknâme gibi Anadolu'da daha sonra ortaya çıkan birçok söylenceyi de derinden etkileyen Şâhmerân Hikâyesi söylenceler ve metinler yoluyla yüzlerce yıl kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaşmış.
Canlılar arasında ölümcül zehriyle tanınan yılanın bütün dünyada neden ‘sağlık bilimlerinin sembolü' hâline geldiğiyle Lokman Hekim ve Hipokrat kişiliklerini birleştirerek sembolik bir dille anlatan Şâhmerân Hikâyesi; bilgelik, özveri, sevgi, sebat ve vefayı çok ince nüanslarla duyumsattığı için resim, heykel gibi görsel sanatlarla sinema gibi modern sanatların ilgi odağı olmuştur. Günümüz edebiyatçılarının da dikkatinden kaçmayan Şâhmerân; Tomris Uyar'dan Murathan Mungan'a, Hilmi Yavuz'dan Erhan Bener'e, Sennur Sezer'e… pek çok edebiyatçı tarafından yorumlanmıştır.
Eğridereli Lûtfî nüshasından bilimsel bir titizlikle günümüz Türkçesine aktarılan Şâhmerân Hikâyesi, coğrafyamızın kişi ve toplum arketipini; imge, düş, düşün ve anlatım karakteristiğini taşıyan bir başyapıt olma niteliğini uzun yıllar sürdürecektir.
Mezopotamya'da ortaya çıkan “Şâhmerân” söylencesi zamanla Arap, İran, İbranî, Hint ve Yunan mitolojileriyle zenginleşip Anadolu'dan da beslenerek Türkçeye mal olmuş. Battalnâme, Saltuknâme gibi Anadolu'da daha sonra ortaya çıkan birçok söylenceyi de derinden etkileyen Şâhmerân Hikâyesi söylenceler ve metinler yoluyla yüzlerce yıl kuşaktan kuşağa aktarılarak günümüze ulaşmış.
Canlılar arasında ölümcül zehriyle tanınan yılanın bütün dünyada neden ‘sağlık bilimlerinin sembolü' hâline geldiğiyle Lokman Hekim ve Hipokrat kişiliklerini birleştirerek sembolik bir dille anlatan Şâhmerân Hikâyesi; bilgelik, özveri, sevgi, sebat ve vefayı çok ince nüanslarla duyumsattığı için resim, heykel gibi görsel sanatlarla sinema gibi modern sanatların ilgi odağı olmuştur. Günümüz edebiyatçılarının da dikkatinden kaçmayan Şâhmerân; Tomris Uyar'dan Murathan Mungan'a, Hilmi Yavuz'dan Erhan Bener'e, Sennur Sezer'e… pek çok edebiyatçı tarafından yorumlanmıştır.
Eğridereli Lûtfî nüshasından bilimsel bir titizlikle günümüz Türkçesine aktarılan Şâhmerân Hikâyesi, coğrafyamızın kişi ve toplum arketipini; imge, düş, düşün ve anlatım karakteristiğini taşıyan bir başyapıt olma niteliğini uzun yıllar sürdürecektir.