Ali Çolak, benzersiz deneme üslubuyla, bu defa "kendinden" saydığı şairler üzerine konuşuyor. Tatlı tatlı, o bildiğimiz sesiyle yapıyor bunu. Kısık sesli, hürmetkar ve mutedil. Lirizmi kendinden menkul. Ve tekrar etmek gerekirse, "benzersiz". "Şair Dediğin" bugüne kadarki denemelerimden farklılık taşıyor. Yazarın kendini biraz gizlediği, metinlere pek dahil etmediği bir kitap bu. Denemelerde yazar değil, olaylar, yaşantılar konuşuyor, ille de bir sonuca varmıyor denemenin gidişatı, bir hükme bağlanmıyor. Bu da şüphesiz, deneme türünün sayısız yollarından bir yoldur. Yazar, aynasını olaylara, insanların sözlerine, eylemlerine, düşüncelerine tutarak kendini unutturur. Hayatından bütün bütün endişe etmemeniz için de kimi zaman bir yerlerden başını çıkarıp gülümser yahut yoldan çıkmakta olan denemeyi tutup usulca yoluna koyuverir, iyidir böylesi de, yazarla fazla yüzgöz olmadan keyfinize bakarsınız. Uzunca bir sebeb-i telif yazmak istemedim. Sadece bir ‘karşılama' sayın bunu. Madem içeride fazla görüşmeyeceğiz; burada, kapı eşiğinde ayaküstü derdimi anlatayım dedim." -Ali Çolak-
Ali Çolak, benzersiz deneme üslubuyla, bu defa "kendinden" saydığı şairler üzerine konuşuyor. Tatlı tatlı, o bildiğimiz sesiyle yapıyor bunu. Kısık sesli, hürmetkar ve mutedil. Lirizmi kendinden menkul. Ve tekrar etmek gerekirse, "benzersiz". "Şair Dediğin" bugüne kadarki denemelerimden farklılık taşıyor. Yazarın kendini biraz gizlediği, metinlere pek dahil etmediği bir kitap bu. Denemelerde yazar değil, olaylar, yaşantılar konuşuyor, ille de bir sonuca varmıyor denemenin gidişatı, bir hükme bağlanmıyor. Bu da şüphesiz, deneme türünün sayısız yollarından bir yoldur. Yazar, aynasını olaylara, insanların sözlerine, eylemlerine, düşüncelerine tutarak kendini unutturur. Hayatından bütün bütün endişe etmemeniz için de kimi zaman bir yerlerden başını çıkarıp gülümser yahut yoldan çıkmakta olan denemeyi tutup usulca yoluna koyuverir, iyidir böylesi de, yazarla fazla yüzgöz olmadan keyfinize bakarsınız. Uzunca bir sebeb-i telif yazmak istemedim. Sadece bir ‘karşılama' sayın bunu. Madem içeride fazla görüşmeyeceğiz; burada, kapı eşiğinde ayaküstü derdimi anlatayım dedim." -Ali Çolak-