"Kesret içre bir aceb sahraya düştüm gel yetiş
Abı yok tufanı çok deryaya düştüm gel yetiş
Bu adem oğlanları bağrım kebab etti benim
Kerbela cengi gibi gavgaya düştüm gel yetiş
Ey habibim nur-ı veçhin arz edip güldür meni
Dehr elinden bir kuru da'vaya düştüm gel yetiş
Salih Baba'nın şiirleri Türk tasavvuf edebiyatının en güzel şiirlerindendir. Divanı da tartışmasız tasavvuf klasiğidir. Şiirlerinde kendi isminden önce şeyhi Muhammed Sami Erzincani hazretlerinin ismini zikreder. Divanını mürşidinin büyüklüğünü faziletini, irşad gücünü ve yüksek derecelerini anlatmak için tertip etmiştir.
Bu şiirler; insanın olgunlaşıp imanının kemal bulmasında, masivadan kurtulup katıksız Allah aşkına ulaşmasında Allah dostlarının olmazsa olmaz rehberliğini ifade eder.
"Kesret içre bir aceb sahraya düştüm gel yetiş
Abı yok tufanı çok deryaya düştüm gel yetiş
Bu adem oğlanları bağrım kebab etti benim
Kerbela cengi gibi gavgaya düştüm gel yetiş
Ey habibim nur-ı veçhin arz edip güldür meni
Dehr elinden bir kuru da'vaya düştüm gel yetiş
Salih Baba'nın şiirleri Türk tasavvuf edebiyatının en güzel şiirlerindendir. Divanı da tartışmasız tasavvuf klasiğidir. Şiirlerinde kendi isminden önce şeyhi Muhammed Sami Erzincani hazretlerinin ismini zikreder. Divanını mürşidinin büyüklüğünü faziletini, irşad gücünü ve yüksek derecelerini anlatmak için tertip etmiştir.
Bu şiirler; insanın olgunlaşıp imanının kemal bulmasında, masivadan kurtulup katıksız Allah aşkına ulaşmasında Allah dostlarının olmazsa olmaz rehberliğini ifade eder.