12 Mart ve 12 Eylül'ü, TBMM'de bir milletvekili olarak yaşayan ve 12 Eylül sonrası siyasi yasaklı olan Sami Kumbasar'ın anılarını okurken, 1961 anayasasının sağladığı hak ve özgürlükler ortamında demokrasimizin imkanlar, sınırları ve bu ortamda yetişen fakat 12 Eylül yönetimi tarafından yasaklanan örnek bir siyasetçi tipi ile karşılaşacaksınız.
1961 anayasasında demokrasimiz için çizilen sınırlar, 12 Mart döneminde daraltılmış, ancak bu yeterli olmamıştı. Ateşe yeni odunlar atıldı, kazanlar yeniden kaynatıldı ve 12 Eylül 1980'de ihtilal oldu. 12 Eylül'ü Türk toplumuna dayatanlar, hazırladıkları anayasa ve kanunlarla, 1961 Anayasası ile elde edilmiş hak ve özgürlükleri sanal hale getirdiler. Bu sistemin sürdürülebilmesi için de yeni siyasi parti ve yeni siyasetçi tipi yarattılar.
Günümüzde karşı karşıya olduğumuz sorunları ve nedenlerini anlamak için, geçmişin iyi bilinmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bu gün demokrasimizin sınırlarını genişletmek amacıyla öngörülenlerin tamamının gerçekleşmesi halinde bile, toplumsal gelirin adil olarak paylaşılması amacyla gerekli olan gerçek hak ve özgürlüklere nasl bir katkıda bulunacağını anlamak ve çıkış yolu bulmak için gereklidir.
12 Mart ve 12 Eylül'ü, TBMM'de bir milletvekili olarak yaşayan ve 12 Eylül sonrası siyasi yasaklı olan Sami Kumbasar'ın anılarını okurken, 1961 anayasasının sağladığı hak ve özgürlükler ortamında demokrasimizin imkanlar, sınırları ve bu ortamda yetişen fakat 12 Eylül yönetimi tarafından yasaklanan örnek bir siyasetçi tipi ile karşılaşacaksınız.
1961 anayasasında demokrasimiz için çizilen sınırlar, 12 Mart döneminde daraltılmış, ancak bu yeterli olmamıştı. Ateşe yeni odunlar atıldı, kazanlar yeniden kaynatıldı ve 12 Eylül 1980'de ihtilal oldu. 12 Eylül'ü Türk toplumuna dayatanlar, hazırladıkları anayasa ve kanunlarla, 1961 Anayasası ile elde edilmiş hak ve özgürlükleri sanal hale getirdiler. Bu sistemin sürdürülebilmesi için de yeni siyasi parti ve yeni siyasetçi tipi yarattılar.
Günümüzde karşı karşıya olduğumuz sorunları ve nedenlerini anlamak için, geçmişin iyi bilinmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Bu gün demokrasimizin sınırlarını genişletmek amacıyla öngörülenlerin tamamının gerçekleşmesi halinde bile, toplumsal gelirin adil olarak paylaşılması amacyla gerekli olan gerçek hak ve özgürlüklere nasl bir katkıda bulunacağını anlamak ve çıkış yolu bulmak için gereklidir.