“Kırk Asırlık Türk Yurdu Düşman Elinde Esir Kalamaz!
Mustafa Kemal Atatürk, 1923 yılında Hatay-İskenderun Havalisine verdiği bu sözü hiçbir zaman aklından çıkarmamış ve Milli Mücadele'nin yöntemini Hatay'da da uygulamıştır. Gazi Mustafa Kemal, Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden olan, “Medeniyetler Beşiği” Hatay'da Kuva-yı Milliye'yi bizzat örgütlemiş, Heyet-i Temsiliye'yi oluşturmuş ve bağımsızlığa giden süreçte önemli çalışmalarda bulunmuştur.
Bu mücadele öncesinde 1918'de başlayan Fransız işgali, “İskenderun Sancağının Ankara Antlaşması ile kurulmasına kadar geçen sürede Fransızların “böl-yönet” politikası, Manda yönetimi tarafından sancağın Beyrut'a, Şam'a ve Halcp'e bağlanması idari, toprak ve nüfus politikalarının yörede yaşayan Türkler aleyhine değiştirilmesi için izlenen yöntem ve bunun sonucunda günümüz İslam coğrafyasında halen oynanmaya devam edilen tehlikeli oyunları anlama açısından 7 yıllık bir emeğin ürünü olan bu eser okuyucuya zengin, derinlikli ve doyurucu bilgi sunmaktadır. Çalışmada yer alan belgeler, anılar, broşürler ve dönemin basınından alıntılanan dokümanlar, Başbakanlık Cumhuriyet ve Cumhurbaşkanlığı Arşivi'nin yanı sıra Fransız Manda dönemine tanıklık edenlerin anlatımıyla desteklenmektedir. Yazar, tarihi arayan bir tarihçi olarak, Hatay bağımsızlık mücadelesinin siyasi arka planını ele almakla birlikte şimdiye kadar ihmal edilmiş olan sosyo-kültürel boyutunu okuyucuya adeta bir belgesel akıcılığında sunmaktadır. Fransız kültür emperyalizminin izlerini sürmekle kalmayıp, ülkenin bütününde gerçekleşen inkılapların bölgede heyecanla uygulanması ve Türkiye ile oluşturulan kültürel koridorun sağlanması sürecini ve bununla birlikte Hatay davasının haklılığının hukuki boyutunu da gözler önüne sermektedir.
İltihak sonrası İkinci Dünya Savaşı'nın derin izlerini Hatay‘da görmek mümkündür. Bu eserde, Hatay meselesi ele alınırken 1946, 1950, 1954 ve 1957 genel seçimlerine katılan adayların profilleri ve CHP-DP rekabeti analiz edilerek, Hatay tarihi bir bütün halinde -diğer çalışmalardan farklı olarak- 1960 lı yıllardaki İsmet İnönü ve Celal Bayar dönemlerine kadar derin bir inceleme altına alınmıştır. Sancak'tan Vilayete geçişte Hatay'ın geçirdiği siyasal, sosyal ve kültürel dönüşüm anlatılmış, Hatay tarihini araştıranlar için önemli bir eksikliği kapatmaya yardımcı olacak, kaynak ve yöntem bakımından eşsiz bir eser ortaya çıkarılmıştır. Bugüne kadar çokça merak edilen ve Atatürk'ün davası olan Hatay meselesi çok yönlü olarak incelenmiştir. Araştırmacılara ve konuya meraklı olanlara ışık tutması dileğiyle...
“Kırk Asırlık Türk Yurdu Düşman Elinde Esir Kalamaz!
Mustafa Kemal Atatürk, 1923 yılında Hatay-İskenderun Havalisine verdiği bu sözü hiçbir zaman aklından çıkarmamış ve Milli Mücadele'nin yöntemini Hatay'da da uygulamıştır. Gazi Mustafa Kemal, Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden olan, “Medeniyetler Beşiği” Hatay'da Kuva-yı Milliye'yi bizzat örgütlemiş, Heyet-i Temsiliye'yi oluşturmuş ve bağımsızlığa giden süreçte önemli çalışmalarda bulunmuştur.
Bu mücadele öncesinde 1918'de başlayan Fransız işgali, “İskenderun Sancağının Ankara Antlaşması ile kurulmasına kadar geçen sürede Fransızların “böl-yönet” politikası, Manda yönetimi tarafından sancağın Beyrut'a, Şam'a ve Halcp'e bağlanması idari, toprak ve nüfus politikalarının yörede yaşayan Türkler aleyhine değiştirilmesi için izlenen yöntem ve bunun sonucunda günümüz İslam coğrafyasında halen oynanmaya devam edilen tehlikeli oyunları anlama açısından 7 yıllık bir emeğin ürünü olan bu eser okuyucuya zengin, derinlikli ve doyurucu bilgi sunmaktadır. Çalışmada yer alan belgeler, anılar, broşürler ve dönemin basınından alıntılanan dokümanlar, Başbakanlık Cumhuriyet ve Cumhurbaşkanlığı Arşivi'nin yanı sıra Fransız Manda dönemine tanıklık edenlerin anlatımıyla desteklenmektedir. Yazar, tarihi arayan bir tarihçi olarak, Hatay bağımsızlık mücadelesinin siyasi arka planını ele almakla birlikte şimdiye kadar ihmal edilmiş olan sosyo-kültürel boyutunu okuyucuya adeta bir belgesel akıcılığında sunmaktadır. Fransız kültür emperyalizminin izlerini sürmekle kalmayıp, ülkenin bütününde gerçekleşen inkılapların bölgede heyecanla uygulanması ve Türkiye ile oluşturulan kültürel koridorun sağlanması sürecini ve bununla birlikte Hatay davasının haklılığının hukuki boyutunu da gözler önüne sermektedir.
İltihak sonrası İkinci Dünya Savaşı'nın derin izlerini Hatay‘da görmek mümkündür. Bu eserde, Hatay meselesi ele alınırken 1946, 1950, 1954 ve 1957 genel seçimlerine katılan adayların profilleri ve CHP-DP rekabeti analiz edilerek, Hatay tarihi bir bütün halinde -diğer çalışmalardan farklı olarak- 1960 lı yıllardaki İsmet İnönü ve Celal Bayar dönemlerine kadar derin bir inceleme altına alınmıştır. Sancak'tan Vilayete geçişte Hatay'ın geçirdiği siyasal, sosyal ve kültürel dönüşüm anlatılmış, Hatay tarihini araştıranlar için önemli bir eksikliği kapatmaya yardımcı olacak, kaynak ve yöntem bakımından eşsiz bir eser ortaya çıkarılmıştır. Bugüne kadar çokça merak edilen ve Atatürk'ün davası olan Hatay meselesi çok yönlü olarak incelenmiştir. Araştırmacılara ve konuya meraklı olanlara ışık tutması dileğiyle...