Saray Rejimi

Stok Kodu:
9786055172121
Boyut:
13.50x21.00
Sayfa Sayısı:
344
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2020-07
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
Dili:
Türkçe
%25 indirimli
40,00
30,00
9786055172121
695526
Saray Rejimi
Saray Rejimi
30.00

Bu çalışma, Kaldıraç dergisinde çıkmış, çıktığı dönemin ruhunu taşıyan devleti konu alan yazılardanoluşmaktadır. Yazılar, sadece o dönemin ruhunu taşımıyorlar, aynı zamanda, yakın geleceğe ilişkindevrim ve işçi sınıfı cephesinden bazı öngörüleri de içeriyorlar. Olması gerektiği gibi.Yazılar 2015 dönemindenden başlıyor.Bu dönem, Suriye Savaşında, ABD cephesinin, Türkiye'nin de içinde yer aldığı ABD cephesinin, savaşıkaybetme eğilimlerinin açığa çıktığı bir dönemdir. Bu yenilgi süreci, Suriye'yi Afganistan'a çevirmeyeçalışanların, ister istemez Türkiye'yi de Pakistan'laştırmaya başladıkları bir dönemdir. Suriye savaşı,IŞİD çeteleri eli ile başka bir evreye çevrildiği andan itibaren, Türkiye'de büyük yansımalara yol açtı.Sadece mülteci meselesinden söz etmek yanlış olur. TC devleti, IŞİD çetelerini çok “sevdi” ve onlarısadece Suriye'de toprak işgal etmek için değil, aynı zamanda içerde Kürt devrimine karşı ve Gezi Direnişi ile öne çıkan toplumsal direnişe karşı da kullanmaya başladı.Bizim analizimize göre, dünya çapında bir paylaşım savaşımı var ve bu savaşım, Ekim Devriminin
ülkesi SSCB çözüldükten sonra, hızla su üstüne çıkmaya başladı. Bu paylaşım savaşımında 5 emperyalist gücü iyice seçebilir durumdayız: ABD, Almanya, Fransa, İngiltere ve Japonya. Bu beş emperya-list gücün etrafında elbette başkaları da var. Cepheler, her paylaşım savaşımı öncesinde olduğu gibi,her gün yeniden kuruluyor. Ama ABD'nin cephesi daha kararlıdır. TC devleti, siyasal olarak ABD'nin,ekonomik olarak ise AB'nin sömürgesi olan bir “ortaklaşa sömürge” şeklinde, komünizme karşı birileri karakol olarak organize edilmişti. Şimdi, bu son 30 yıldır, Türkiye'nin de kimin elinde kalacağısorusu ortadadır. Gelişmelere bu cepheden bakınca, çeteleşmenin çok daha derin olduğunu, IŞİD vediğer İslamî çetelerin bu sürecin arkasından geldiğini söylememiz mümkündür. İşte tüm bu süreci,daha sürecin ilk başlarından itibaren ele alan yazıları, onlara dokunmadan , olduğu gibi kitaplaştırarak yayınlamaya karar verdik.

Bu çalışma, Kaldıraç dergisinde çıkmış, çıktığı dönemin ruhunu taşıyan devleti konu alan yazılardanoluşmaktadır. Yazılar, sadece o dönemin ruhunu taşımıyorlar, aynı zamanda, yakın geleceğe ilişkindevrim ve işçi sınıfı cephesinden bazı öngörüleri de içeriyorlar. Olması gerektiği gibi.Yazılar 2015 dönemindenden başlıyor.Bu dönem, Suriye Savaşında, ABD cephesinin, Türkiye'nin de içinde yer aldığı ABD cephesinin, savaşıkaybetme eğilimlerinin açığa çıktığı bir dönemdir. Bu yenilgi süreci, Suriye'yi Afganistan'a çevirmeyeçalışanların, ister istemez Türkiye'yi de Pakistan'laştırmaya başladıkları bir dönemdir. Suriye savaşı,IŞİD çeteleri eli ile başka bir evreye çevrildiği andan itibaren, Türkiye'de büyük yansımalara yol açtı.Sadece mülteci meselesinden söz etmek yanlış olur. TC devleti, IŞİD çetelerini çok “sevdi” ve onlarısadece Suriye'de toprak işgal etmek için değil, aynı zamanda içerde Kürt devrimine karşı ve Gezi Direnişi ile öne çıkan toplumsal direnişe karşı da kullanmaya başladı.Bizim analizimize göre, dünya çapında bir paylaşım savaşımı var ve bu savaşım, Ekim Devriminin
ülkesi SSCB çözüldükten sonra, hızla su üstüne çıkmaya başladı. Bu paylaşım savaşımında 5 emperyalist gücü iyice seçebilir durumdayız: ABD, Almanya, Fransa, İngiltere ve Japonya. Bu beş emperya-list gücün etrafında elbette başkaları da var. Cepheler, her paylaşım savaşımı öncesinde olduğu gibi,her gün yeniden kuruluyor. Ama ABD'nin cephesi daha kararlıdır. TC devleti, siyasal olarak ABD'nin,ekonomik olarak ise AB'nin sömürgesi olan bir “ortaklaşa sömürge” şeklinde, komünizme karşı birileri karakol olarak organize edilmişti. Şimdi, bu son 30 yıldır, Türkiye'nin de kimin elinde kalacağısorusu ortadadır. Gelişmelere bu cepheden bakınca, çeteleşmenin çok daha derin olduğunu, IŞİD vediğer İslamî çetelerin bu sürecin arkasından geldiğini söylememiz mümkündür. İşte tüm bu süreci,daha sürecin ilk başlarından itibaren ele alan yazıları, onlara dokunmadan , olduğu gibi kitaplaştırarak yayınlamaya karar verdik.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat