Bayrâmî-Melâmî tarîkatına mensup Sarı Abdullah Efendi (992-1071 / 1584-1661), Melâmîlere karşı tutumun yaygınlaşıp kuvvetlendiği bir dönemde yaşayan, Melâmî kimliği ile sevilen ve saygı duyulan bir şahsiyettir. Sûfi yönü yanında müellif, şârih, şâir ve hattat kimliği ile de pek çok eser vermiştir. Telif ettiği eserlerinde özellikle tasavvuf edebiyatının önemli iki eserini; Şeyh-i Ekber İbnü'l-Arabî'nin el-Fütûhâtü'l-Mekkiyye ve Mevlânâ Celâleddin Rûmî'nin Mesnevî'sini ustalıkla yorumlamış ve “Şârih-i Mesnevî” ünvânına lâyık görülmüştür. Şerhinde, İslâmî ilimlerin hemen her alanına âit, kaynak olarak kullandığı eserlerin sayısı yüzden fazladır. Klâsik Mesnevî şerhleri içinde bu kadar çok kaynak eser kullanan başka bir şerh bulunmamaktadır.
Bayrâmî-Melâmî tarîkatına mensup Sarı Abdullah Efendi (992-1071 / 1584-1661), Melâmîlere karşı tutumun yaygınlaşıp kuvvetlendiği bir dönemde yaşayan, Melâmî kimliği ile sevilen ve saygı duyulan bir şahsiyettir. Sûfi yönü yanında müellif, şârih, şâir ve hattat kimliği ile de pek çok eser vermiştir. Telif ettiği eserlerinde özellikle tasavvuf edebiyatının önemli iki eserini; Şeyh-i Ekber İbnü'l-Arabî'nin el-Fütûhâtü'l-Mekkiyye ve Mevlânâ Celâleddin Rûmî'nin Mesnevî'sini ustalıkla yorumlamış ve “Şârih-i Mesnevî” ünvânına lâyık görülmüştür. Şerhinde, İslâmî ilimlerin hemen her alanına âit, kaynak olarak kullandığı eserlerin sayısı yüzden fazladır. Klâsik Mesnevî şerhleri içinde bu kadar çok kaynak eser kullanan başka bir şerh bulunmamaktadır.