Gaston Leroux 1868'de Paris'te doğmuştur. Bir gazeteci olması dolayısıyla macera dolu bir yaşam sürmüştür. Kuzey ve Doğu Avrupa ülkelerini gezmiş, Arap kılığında Kuzey Afrika'yı dolaşmıştır. 1907 yılında yayınlanan Sarı Oda'nın Esrarı en ünlü polisiye romanıdır. Ayrıca Operadaki Hayalet adlı romanı da 1911 yılında yayınlanmıştır. Gaston Leroux 1927'de Nice'te ölmüştür. Hayatlarını bilime adamış olan Prof. Stangersın ve kızı bilimsel çalışmalarını sürdürebilmek için Fransa'da bir şatoya yerleşirler. Yaşamaya karar verdikleri bu yeni yerde herkes kendi özel dünyasını yaratmış, gelecekle ilglili planlarını kurmuştur. Matmazel Stangersın şatodaki sarı odasında sükunet içindeki hayatını sürdürürken bu mutluluğu bir anda bitiverir. Kimliği belirsiz biri ya da birileri imkansız görünse de genç kadının odasına girer ve onu öldürmeye çalışır. Bu olay korku ve gerilim dolu günlerin başlangıcı olur. Defalarca tekrarlanacak olan bu nedensiz saldırılar sır dolu soruları beraberinde getirir. Artık hayatta kalabilmenin tek yolu bir dedektife bağlıdır. Şatoya gelen bu yeni kişi, iz peşine düşer, ama onun peşinden gelen anılar genç kadınınkilerle çakışmaktadır. Ne yazık ki aydınlanacağı sanılan korkunun gölgesi şimdi daha da koyulaşmıştır.
Gaston Leroux 1868'de Paris'te doğmuştur. Bir gazeteci olması dolayısıyla macera dolu bir yaşam sürmüştür. Kuzey ve Doğu Avrupa ülkelerini gezmiş, Arap kılığında Kuzey Afrika'yı dolaşmıştır. 1907 yılında yayınlanan Sarı Oda'nın Esrarı en ünlü polisiye romanıdır. Ayrıca Operadaki Hayalet adlı romanı da 1911 yılında yayınlanmıştır. Gaston Leroux 1927'de Nice'te ölmüştür. Hayatlarını bilime adamış olan Prof. Stangersın ve kızı bilimsel çalışmalarını sürdürebilmek için Fransa'da bir şatoya yerleşirler. Yaşamaya karar verdikleri bu yeni yerde herkes kendi özel dünyasını yaratmış, gelecekle ilglili planlarını kurmuştur. Matmazel Stangersın şatodaki sarı odasında sükunet içindeki hayatını sürdürürken bu mutluluğu bir anda bitiverir. Kimliği belirsiz biri ya da birileri imkansız görünse de genç kadının odasına girer ve onu öldürmeye çalışır. Bu olay korku ve gerilim dolu günlerin başlangıcı olur. Defalarca tekrarlanacak olan bu nedensiz saldırılar sır dolu soruları beraberinde getirir. Artık hayatta kalabilmenin tek yolu bir dedektife bağlıdır. Şatoya gelen bu yeni kişi, iz peşine düşer, ama onun peşinden gelen anılar genç kadınınkilerle çakışmaktadır. Ne yazık ki aydınlanacağı sanılan korkunun gölgesi şimdi daha da koyulaşmıştır.